Hangi aileye bir büyüteçle bakarsanız, az veya çok ama mutlaka bir üzüntü bulursunuz.
Dertsiz insan yoktur.
***
Baba ve anneleri ilkbaharda gittikleri Kastamonu’daki köyden sonbaharda İstanbul’a dönerken trafik kazasında vefat etmişti.
Abla Dilşah ile kardeş Murat, İstanbul Bahçelievler’de kendi köylüleri Muharrem amcanın kiracı evinde bir başlarına kalmışlardı.
Dilşah, Yenibosna’da sınıf öğretmeni, Murat bir boya fabrikasında işçiydi.
****
Hollanda’daki işinden emekli olup İstanbul Bahçelievler’de dört katlı bir apartman satın alan Muharrem amca, giriş katındaki dükkânı bir yufkacıya, üç ve dördüncü katları da kendi köylüsü olan iki ayrı aileye kiraya vermişti.
İkinci katta ise hanımıyla birlikte kendisi oturuyordu.
Bu detayı vermemin sebebi var.
Dilşah ile Murat bu apartmanın en üst katındaydılar ve 2015 yılının başına gelindiğinde, ev sahibi Muharrem amca, kira artışını abarttı. Yüzde elli zam talebine itiraz eden Dilşah, evi boşaltacağını söyledi.
“Sen bilirsin,” dedi baba dostu ev sahibi.
“Kötü komşu insanı mal sahibi yapar” atasözü kendini gösterdi. Genç sınıf öğretmeni, ağır bir borca girerek Yenibosna Dereyolu’nda doksan metrekareye yakın bir ev satın aldı.
Bu arada, sürpriz bir gelişme oldu.
****
Murat, çalıştığı boya fabrikasında bir kıza gönlünü kaptırdı.
Kız anne babasıyla yaşıyordu. İki ağabeyi ise uzun zamandır Hollanda’daydı.
Dahası, kızımız yani Selma, büyük ağabeyinin davet mektubu ile yakında Hollanda’ya çalışmaya gidecekti.
“Ben gidip oturma izni aldığımda, gelip seninle evleniriz, sen de eş durumundan Hollanda’ya gelmiş olursun,” dedi Murat’a.
Anne babasının kaybından sonra ablasına daha bir düşkün olan Murat’a pek sıcak gelmedi bu teklif. Ama Selma’yı da “hayatının aşkı” olarak görüyordu.
Ablasına danışarak, ablasına yalvararak, ablasını ikna ederek Selma’nın teklifine “tamam” dedi.
****
Murat ile Selma’nın planı tıkır tıkır işledi.
O zaman Hollanda’da çalışmak için henüz dil mecburiyeti yoktu.
Önce Selma gitti.
Altı ay sonra İstanbul’da evlendiler. Sonra birlikte başvuru yaptılar ve Hollanda’ya yerleştiler.
Abla Dilşah ile Murat’ın ayrılışı hazin oldu. Uzun süre birbirlerine sarıldılar, ağladılar.
****
İki kardeşin uzaktan haberleşmeleri, Hollanda’da Murat’ın kızı Buse’nin doğup yavaş yavaş büyümesi, Dilşah’ın ev borcunu bitirmesi ve çeşitli evlilik tekliflerini reddetmesi derken, yıl oldu Aralık 2024…
Dilşah, kardeşi Murat’a bir sürpriz yapmaya karar verdi.
*****
Dilşah öğretmen 7 Aralık 2024 günü ikindi saatlerinde Amsterdam Schiphol Havalimanı'na teker koyan uçaktan indiğinde, içi içine sığmıyordu. Titreyen parmakları ve gülen yüzüyle telefonunu çantasından çıkardı ve tıkladı. Dördüncü çalışında tam kapatırken karşı taraftan kardeşinin belli belirsiz sesini duydu.
“Murat?”
“Ablam?”
“Sana 30 yıllık hayatının sürprizini yapıyorum. Gel beni Amsterdam’daki havaalanından al.”
Bir süre sessizlik oldu. Bir süre daha…
“Alo? Murat?”
Sessizlik… Üç beş saniyelik uzun bir sessizlik. Derken:
“Abla…”
“Efendim Murat? Duydun mu beni?”
“Duydum, duydum…”
“Mesain bitmiş olmalı, geliyor musun hemen?”
Sessizlik… Dilşah’ın içine korku düştü:
“Murat?”
“Abla şöyle… Ben taa Groningen’deyim. Biliyorsun, iki işte birden çalışıyorum. Sabah beşte işe gideceğim. Ben... Ne zaman uyuyacağım? Niye habersiz geliyorsun ki?”
Telefonu önce hangisinin kapattığını seçemedim. Ama iletişim kesilmişti.
****
Dilşah ilk defa yurt dışına çıkmıştı ve ihanetin acısı, hiçbir yeri bilmemenin paniğine karışmıştı.
“Gelen yolcu” salonunda bir koltuğa yığıldı.
“The Terminal” filmi geldi aklına…
Bir süre önce sinirle cebine tıkıştırdığı telefonu çıkardı. Numarayı tuşladı:
“Alo?”
“Efendim kızım?”
“Muharrem amca, Melek’in telefonunu verebilir misin bana?”
“Tabii kızım, biraz bekle.”
Dilşah, kiraya zam yaptığı için tartışarak ayrıldığı eski ev sahibini aramıştı. Çünkü Muharrem amca 2010 yılında Türkiye’ye dönmüştü ama Dilşah’ın çocukluk arkadaşı olan kızı Melek hâlâ Hollanda’daydı.
****
Melek telefonda coşkuluydu:
“Hemen yola çıkıyorum Dilşahçığım. Ay çok sevindim! Sana çok yakınım. Rotterdam’dayım. Yirmi dakikaya yanındayım!”
Sadık Söztutan'ın önceki yazıları...