Bize ne ya!

Sesli Dinle
A -
A +

Gazze’de katliam devam ederken Türkiye’de bazı insanlar çok rahatsız edici bir tavır içine girdi. Hamas bu işin içindeymiş… O ilk saldırıyı yapmasalarmış bunlar olmazmış. Herkes ektiğini biçiyormuş da bize neymiş falan filan…

 

Daha önce defalarca tecrübe ettiğimiz gibi oyun içinde oyun olabilir elbette. Ama Müslüman bir ülke göz göre göre yerle bir edilirken, binlerce insan ölürken böyle yorum yapılmaz! Yahudiler bile ayaklanmış İsrail karşıtı gösteriler yaparken, olayların perde arkasına yoğunlaşıp yaşanan dramı normalleştirmeye çalışmanın kimseye bir faydası olmaz!

 

Sinema seyircisi, başrol oyuncularına dikkat kesilir. Arka planda binlerce insan birbirini öldürürken, ekranda yakın çekim sadece başroldeki adamlar vardır. Flu alanda kalan bölgede birbiri ardına ölen binlerce figüran kimsenin dikkatini çekmez. Ama başrol oyuncusu yaralanıp ağır çekimde yere düşerken herkes nefesini tutar.

 

Ama sinemada değiliz! Film seyretmiyoruz! Figüranların elinde tahta kılıçlar, kameranın arkasına çekilmiş yeşil perde yok! Her şey gerçek!

 

Bu durumda film seyreder gibi başrol oyuncularının performansına yoğunlaşıp, öldürülen binlerce insanı göz ardı edemezsiniz! Ölen çocuklar dondurma kamyonlarına istiflenirken, senaryodaki mantık hatalarını analiz edip üst perdeden yorumlar yapamazsınız!

 

Herkes karınca kararınca bir şeyler yapmaya çalışıyor. Kimisi sosyal medyada yazıp çiziyor. Kimisi İsrail mallarını almayarak kendince bir tavır koyuyor. Böyle bir ortamda vicdanı kanayan insanları, olan bitenden haberi olmayan avam kişiler olarak etiketlemek nedir?

 

     ***

 

Bir de savaş karşıtı olanlar var. Bunlar için kimin öldüğü, kimin öldürdüğü çok önemli değil. “Savaşa hayır!” diye kuru gürültü yapıyorlar. “Kim olursa olsun ben kimsenin ölmesini istemiyorum” diye hümanist ağıtlar yakıyorlar. Savaş karşıtlığını bir medeniyet ölçüsü olarak görüyorlar.

 

Kim olursa olsun, bir insanın ölmesi elbette arzu edilecek bir durum değildir. Ama savaşlar bazı mecburiyetler sonucunda çıkıyor. Bu durumda medeni olmakla savaşa karşı olmak arasında bir bağ kurulamaz. Karşı olunan şey, uğruna savaşılan şey olabilir ancak.

 

O yüzden Kurtuluş Savaşından bahsederken kimse, “Hem bizden hem onlardan bir sürü insan ölmüş. Çok yazık ya! Keşke dedelerimiz girmeseydi bu işe” demiyor. Veya “Ne öyle gemileri karadan yürütmeler falan… Çok kınıyorum yani” diyerek Fatih Sultan Mehmet’i eleştiren yok!

 

Niçin peki? Çünkü açısı olmayan bir bakışla sağlam bir duruş sergilenemez. Tarih, eşit mesafe yalanını kaldırmaz.

 

Daha yerini yurdunu bilmeyenlerin de hümanist ve evrensel olması beklenemez.

 

     ***

 

Hümanizm ne zaman doğdu? Aydınlanma çağında… Aydınlanan kim? Avrupa… Peki, en çok silah üreten, doğuya en çok silah satan kim?

 

İki yüz yıl önce aydınlandığını iddia eden Avrupa, niçin Gazze’yi karanlığa mahkûm edenleri alkışlıyor?

 

Hümanizmin tanımında hayır yok zaten. “Kanunların düzenlenmesinde tanrının değil insan aklının esas alındığı rasyonalizm ile ampirizme odaklanan felsefi düşünce öğretisi” diye tarif ediliyor bu akım.

 

Demek ki rasyonalizm, yani akılcılık şunu gerektiriyor! Vitrinde savaş karşıtı gibi görün! İnsanlar ölmesin diye sloganlar üretip sağa sola dağıt! Savaş karşıtı sloganlar güzellik yarışması finallerinde yoğun mesai yaparken, sen de en gelişmiş savaş teknolojilerini üret ve bekle!

 

İyi ki aydınlanmış bunlar ya! Bir de aydınlanmasalardı ne olacaktı kim bilir?

 

     ***

 

Işıl ışıl vitrinlere bakıp, Batı zihniyetinin korkunç karanlığını görmezden gelmek hepimiz için büyük bir vebaldir. Çünkü etik kurallarla gül gibi yaşayıp giden Batı dünyasının birbirlerini kıtır kıtır doğrayacak kıvama gelmesi an meselesidir.

 

Anarşi başladığı anda etik kaygısı yok olup gidecek, toplumların vitrinlerini süsleyen mini etik kurallar, oluşan ahlaki boşluğu kapatmaya yetmeyecektir.

 

Ama çok da şaşırmamak lazım!

 

Varlığı maddeyle, insanı beşerle sınırlandıran bir medeniyet tasavvuru, elbette ahlaktan yoksun olacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
ssda17 Kasım 2023 08:42

malesef kıymetli abim..Kınamalarımızda Avrupa'yi tarzda.. Kola içmemek ,kredi kartımızı troy yapmak ,meydanlarda "kahrolsun" sedaları ile meydanı inletmek.. bence onikiden vurmanın zamanı geldi ,dinimize kulluğumuza sarılmak..başka deva ben göremiyorum

Mehmet Kırıcı 11 Kasım 2023 20:25

Allahu Teala razı olsun efendim

Demir Karataş 11 Kasım 2023 16:42

Allahu Teala razı olsun efendim.Elhamdulillah ehli sünnet iz kimin ne olduğunu Siz Büyüklerimiz abilerim iz sayesinde öğreniyoruz.Allahu Teala bütün zalimleri helak eylesin. Kendi tebalari dâhi zulmü kinarken bizdeki aydın çağdaş gömleği giymiş münafıkları da iyi biliyoruz

Dursun Peker 11 Kasım 2023 12:09

Çok teşekkürler sayın hocam.

Abdullah 11 Kasım 2023 10:25

Kaleminize yüreğinize sağlık