Kademeli cehalet!

A -
A +

Son dönemde bizzat kendi tecrübelerimden yola çıkarak cehaletin kendi içinde bir kariyer yolculuğu olduğunu fark ettim.

 

İlk kademede “cehalet mutluluktur” sözüne uygun bir durum yaşanıyor. İnsan neyi bilmediğini bilmediği için fazla kafaya takmıyor. Bu da anlamsız bir saadete yol açıyor.

 

İkinci kademede cehaletin farkına varacak seviyede bir bilgi edinimiyle birlikte hafif bir huzursuzluk baş gösteriyor. Neyi bilmediğini anlamaya başlayan insanın cehaleti bir kıvama kavuşuyor. Öğrenme arzusu kıyama kalkmasa da olduğu yerde hafif bir toparlanıyor.

 

Üçüncü kademede bilgi başlangıç seviyesine ulaşınca insan hayret makamına yaklaşıyor ve cehalet kıdem atlıyor. Bakış açısı genişledikçe, cehaletin boyutlarını ortaya çıkaran bir farkındalık sağlanıyor.

 

İşte bu noktadan sonra neyi bilmediğini net olarak bilen insan, bilinçli bir cahil olarak cehalete ilk kurşunu atıyor.

 

     ***

 

Ben yapay zekâ konusunda ne kadar cahil olduğumu, ancak doktora tezimin literatür bölümünü tamamladıktan sonra fark edebildim. Mesela üç ay önce bir Yapay Zekâ Zirvesine konuşmacı olarak davet edilsem, koşarak giderdim. Sonuçta ChatGPT’de o kadar at koşturmuşum. Grok’la fazla mesaiye kalmışım. Google AI Studio’da bütün token’ları tüketmişim. Çıkar anlatırım her türlü diye düşünüyordum.

 

İki ay önce yapay zekâ teknolojilerinin vasat bir kullanıcısı olduğumu anladım. Geçen ay aslında iyi bir kullanıcı olmadığımı fark ettim. Şu anda ise kendimi konuyla ilgili bomboş hissediyorum.

 

Bu üç aylık dönemde bir sürü uluslararası makale ve rapor okudum. Dört beş tane kitap bitirdim. Zirvelere, seminerlere katıldım. Yüz elli sayfa yazı yazdım. Ve cehaletim ancak bir kıvama kavuştu.

 

Okudukça ve öğrendikçe yüzeyinde debelendiğim konu ha bire derinleşiyor. Sahip olduğum o anlamsız öz güven ve saadet, anlamlı ve tedirgin bir sükûnete dönüşüyor.

 

Yani insanın herhangi bir konuda ne kadar cahil olduğunu anlayabilmesi için bile bir sürü çalışma yapması gerekiyor. 

 

     ***

 

İslami ilimlerde cehalet üçe ayrılıyor;

 

Cehli basit; bilmemek ve bilmediğinin farkında olmak.

 

Cehli mürekkep; bilmemek ve bilmediğinin de farkında olmamak.

 

Cehli mikap ise bilmemek ve en doğruyu bildiğini iddia etmek. Yani cehaletin üç boyutlu ve en tehlikeli hâli.

 

Birinci grup için her zaman öğrenme fırsatı var. Çünkü durumun farkında. İkinci grup yukarıda bahsettiğim saadeti yaşıyor. Üçüncü grup ise çok tehlikeli. Çünkü hem bilmiyor hem bilmediğini bilmiyor hem de çok iyi bildiğini zannediyor.

 

Yani öyle bir dönemde yaşıyoruz ki neyi bilmediğini biliyor olmak bile insan için büyük bir lütuf.

 

     ***

 

Geçenlerde sosyal medyada denk geldim. Adamın biri aklını azıcık kullanabilen herkesin ateist olması gerektiğini söylüyordu. Bu tezini güya ispat etmek için de Kur'ân-ı kerimden bazı âyetler okuyordu. Bilimle dini kendince çarpıştırırken, her cümlede parça tesirli bir cehalet infilak ediyordu.

 

Bazı İslam âlimleri aklı, nefsin kemal mertebesi olan külliyatı idrak etme gücü olarak tarif etmişler. Bu adamın konuşmasına baktım. Ne kemal var ne külliyat ne de idrak!..

 

Ne kaldı geriye? Aklı ve nefsi. Akıl olsa adam zaten böyle bir cümle kurmaz. Kaldı nefs. O da bu zihniyetle bağlasan durmaz.

 

Allah hepimize hayırlı cehalet mertebeleri nasip etsin.

 

 

Ortaya karışık duruş

 

 

Geçtiğimiz yıllarda İstanbul Belediyesinin düzenlediği 29 Mayıs Fetih Kutlamalarında Teoman konserini görünce, şöyle bir paylaşım yapmıştım sosyal medyada;

 

“Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaşta mıyız? Yoksa bir bar taburesi üstünde babamın öldüğü yaşta mı? Bir karar verelim artık.”

 

Yapılan yorumları okurken de şöyle bir cümleye denk geldim; “Ben, bir bar taburesi üstünde Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştayım.”

 

Evet, sinir bozucu bir yorum ama ülkedeki ortaya karışık durumu gayet güzel özetliyor.

 

 

 

 

 

Salih Uyan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.