Okul çeyizi

A -
A +

Cinsiyet partisi, diş partisi, baby shower derken konu bu kez okul çeyizine geldi. Bu yıl sosyal medyada “okul çeyizi” diye bir akım yayıldı.

 

Anne babalar, çocukları için aldıkları tüm okul malzemelerini bir yere yığıp çekim yapıyorlar. Defter kapları, boyalar, silgiler, çantalar salona seriliyor ve sergileniyor. Videolarda fon olarak genellikle “Böyle de nispet olmaz ki” şarkısı çalıyor. Çocuk göğsünü gere gere poz verirken, annesi sevimli bir ses tonuyla konuşmaya çalışıyor.

 

Ve sonuçta ortaya aslında çocuğun gelecekte hiç de hoşlanmayacağı, sevimsiz ve lüzumsuz bir hatıra çıkıyor.

 

Evi, arabayı, kediyi paylaşmayı anladık da çocukların özel anlarını bir performans sahnesine dönüştürmek çok garip. Çocuklar resmen ebeveynin sosyal vitrininin bir parçası hâline geldi. Bu vitrinde çocuğun ne hissettiği, hazırlıklardan ne kadar keyif aldığı ya da gerçekten neye ihtiyaç duyduğu ise sorgulanmıyor.

 

Zaten sosyal medyada paylaşılmak üzere hazırlanan bu sahneler, çocuğun değil, ebeveynin başarı hikâyesine hizmet ediyor.

 

Üstelik izinleri olmadan çocukların fotoğraf ve videolarını yayınlamak, görsel istismardır. Çünkü bir çocuğun okul çeyizi videosu belki bugün sevimli görünebilir. Ama ergenlik çağında bu videoyu gören çocuk utanabilir, öfkelenebilir ya da kendi özel alanının ihlal edildiğini hissedebilir.

 

     ***

 

Bu çeyiz akımında çocuk farkında bile olmadan, sahip olduğu eşyaların miktarı ve kalitesiyle değerlendirildiğini hissediyor. Yani okul hayatının giriş paragrafı gösteriş, teşhir ve görgüsüzlükle yazılıyor.

 

Giriş böyle olunca gelişme ve sonucu tahmin etmek zor değil: Çocuk, erken yaşta tüketim kültürünün bir parçası hâline geliyor ve hayatı boyunca mutluluğu sadece sahip olduklarıyla ölçmeye başlıyor.

 

Böyle bir stajı aile içinde yapan çocuk büyüdüğünde, kendi hayatının seyircisi olan, onaylanmak ve beğenilmek için yaşayan, sahip olmakla olmamak arasındaki ilişkiyi bir türlü kavrayamayan bir yetişkin hâline geliyor. Var olduğunu, sahip olduklarıyla kanıtlamaya çalışıyor.

 

Sosyal medyanın beğeni odaklı dünyasında büyüyen bu çocuklar, kendilerini sürekli başkalarının gözünden değerlendirme alışkanlığı ediniyor. Bu da öz güvenlerini kırılgan hâle getirerek sürekli dış onay arayışına itiyor.

 

     ***

 

Bazen aklıma geliyor. Çocukların her kıpırtısına parti yapan ebeveynlere sosyal medya yasağı getirilse… Acaba bu partiler devam eder mi? Çoğunun iptal edileceğinden eminim. İptal edilmese bile bu kadar gösterişli etkinlikler hayatta olmaz.

 

Çünkü bu etkinliklerin çoğu, çocuğa anlamlı bir an bırakmaktan çok sosyal medyada dikkat çekmek, kıskandırmak ya da beğeni toplamak için düzenleniyor.

 

Göstermeyeceksek niye bu kadar masrafa girelim?

 

Birileri hayran olmayacaksa bu kadar tantanaya ne gerek var?

 

Hiç!

 

 

 

Salih Uyan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.