Türkiye Yüzyılı

Sesli Dinle
A -
A +

Türkiye’m,

 

Sen Asya ile Avrupa’nın kucaklaştığı yerde, iki kıta, seksen bir mısradan oluşan, aşkla yazılmış bir sevda şiirisin.

 

Sen bizim için renklerin en güzel tonu, yılın en güzel mevsimi, aşkın en net tarifisin. Bir şiirle başlayan hikâyemizin, sonuna nokta koymaya kıyamadığımız en güzel cümlesisin.

 

Gün gelir Boğaz saçlarını savurur da Anadolu tepeden tırnağa çiçek açar. Gün gelir hürriyet endişesiyle bir iç çeker de o Boğaz, bir millet topyekûn ölüme koşar. Birliğimizi bozmaya çalışanlara inat tüm renkler bir araya gelir de, dünyanın en güzel tablosu olur.

 

Ne aralıklar, temmuzlar gördük de yine ümitsizliğe düşmedik. Gün geldi, tankın altında “Yapamazlar” diye haykırdık. Gün geldi tankın üstünde “Aileme söyleyin, beni beklemesinler!” diyerek sonsuzluğa müjdeli bir selam gönderdik.

 

Asker olmak için üniforma, silah, rütbe gerekmez bize. Günü geldiğinde senin için atan yüreğimiz en güçlü silahımız olur. Çünkü “Korkma” diye başlar bizim hikâyemiz, “İstiklalde” son bulur.

 

Ülkemiz kötü duruma düştüğünde, memleketi yönetenler oy vermediğimiz kişiler diye sevinmeyi hainlik sayarız. Ülkenin başında bizim seçtiğimiz kişi yok diye doların yükselmesine sevinemeyiz. Bakanı beğenmiyoruz diye ekonominin canlanmasıyla ilgili bir haberi, doğal afet haberi gibi okumayız. Birileri ülkemize zarar vermek için yüz yıllık planlar yaparken, siyasetin güdümünden çıkamayan güdük bir zihniyetle kendi vatanımıza ihanet etmekten korkarız.

 

Dünyanın en bedbaht insanlarının, bütün değerlerini siyasi görüşünün gölgesinde bırakacak kadar hırslanmış insanlar olduğunu iyi biliriz. Bu yüzden dünya görüşümüz oy pusulasına, sandığa sığmaz. Çok iyi biliyoruz ki tarihi ve coğrafyayı çok bilinmeyenli bir “nefret” denkleminde sıfırlayanların, bu ülkeye gram faydası olmadı, olamaz.

 

Covid-19’la Ayasofya’yı “felaket” manşetinin altında eşitleyebilen zihniyeti aklımız ve beynimiz kabul etmez. Düşmanla aynı safta İstiklal Marşı söylemek ağır gelir bize. Düşünce dünyası ideolojik zehirlenmeye bağlı olarak komaya girmiş, zihniyeti yoğun bakımda, vatanseverliği oksijen tüpüne bağlı olanların nefret söylemleri, kalbimizdeki Türkiye sevdasını gram etkilemez.

 

Protez bir dünya görüşüyle sergilenen protest tavırları, sipariş alınmış kahırları ve bol kafiyeli, çakırkeyif satırları ciddiye almadan önce, samimiyet testine sokarız. Teneffüste esip gürleyenler imtihanda boş kâğıt verirse de sıfırı basarız. Çünkü biz performansa not verirken nakarata değil, icraata bakarız.

 

Yerli arabamız banttan inerken heyecanlanmayan, Bayraktar dünya gündemine bomba gibi düşerken göğsü kabarmayanlarla aynı yolda olamayız.

 

Parası olan yapımcı, istediği oyuncuya iyi, istediğine kötü rol yazabilir. Geri kalanlar da yevmiye usulü figüranlık yapar. Bunu çok iyi biliyoruz. Bu yüzden artık kendi rolümüzü kendimiz yazıyor, kendimiz oynuyoruz.

 

Bizim rüyalarımızda toprak petrol değil, bahar kokuyor. Merhametimiz ten rengine göre azalıp çoğalmıyor. Tarihimizden kalan mirasa sahip çıkıyor, acıyı ve gözyaşını doğu-batı diye ayırmıyoruz. Bu yüzden Anadolu kültürünü şefkatli bir yorgan gibi mağdurların üzerine seriyoruz.

 

İki yüz yıl önce aydınlandığını iddia eden zifirî karanlık ülkelerin sınırlarına, yüzyıllar boyunca unutulmayacak kadar yoğun bir utanç, acı ve hüzün birikirken, biz tarih kitaplarının en aydınlık sayfalarına hazırlık yapıyoruz.

 

Biz Türkiye’yiz. İsimlerimiz, inançlarımız, memleketlerimiz farklı ama hepimiz biriz. 2 kıta, 81 mısralık bir şiiriz. Korkmadan başladığımız bir hikâyenin tam ortasında, ilk satırların gururu ve son satırların heyecanıyla doluyuz.

 

Sandık başında, süper ligde kavga ederiz belki! Ama sahada Türkiye varken bütün renklerimizden soyunur, kırmızı-beyaz oluruz. Çünkü iyi biliyoruz ki her renk en güzel tonunu güzel ülkemde bulur. Büyük Türkiye için bir ömür hazırol’da bekleriz de yine az olur.

 

Türkiye Yüzyılında hepimiz ümitliyiz, heyecanlıyız, neşeliyiz!

 

Çünkü “Korkma” diye başlar bizim hikâyemiz, “İstiklalde” son bulur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.