Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şeytanların saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele, pek çok sevap verilir.
Gençlikte yapılan ibadetler, fazilet bakımından ihtiyarlıkta yapılandan daha kıymetlidir.
Büyük İslam âlimi İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubat’ının çeşitli mektuplarında hülasa olarak şöyle buyurdu:
(Gençlik çağı, nefsin kaynadığı, şeytanların saldırdığı bir zamandır. Böyle bir çağda yapılan az bir amele, pek çok sevap verilir.
İhtiyarlıkta dünya zevkleri azalıp güç, kuvvet gidip, arzulara kavuşmak imkânı ve ümitleri kalmadığı zamanda, pişmanlıktan, ah etmekten başka bir şey olmaz. Çok kimselere bu pişmanlık zamanı da, nasip olmaz. Bu pişmanlık da tevbe demektir ve yine büyük nimettir. Gençlik çağı, kazanç zamanıdır. Mert olan, bu vaktin kıymetini bilip elden kaçırmaz. İhtiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da rahat, elverişli vakit ele geçmez. Vakit de bulunsa, kuvvetsizlik, hâlsizlik zamanında, yarar iş yapılamaz. Bugün, güç, kuvvet yerinde iken, hangi özürle, hangi sebeple bugünün işi yarına bırakılabilir?
Peygamber efendimiz, (Yarın yaparım diyen, helak oldu, ziyan etti) buyurdu.
Gençlik zamanında insanı üç din düşmanı olan nefis, şeytan ve kötü insanlar aldatmaya uğraşmaktadır. Bunlar karşısında, az bir ibadet pek kıymetli olur. İhtiyarlıkta yapılan, bundan kat kat fazla ibadetlerin bu kadar kıymeti olmaz.
Gençlikte, nefsin arzuları, insanı kapladığı gibi, ilim öğrenilecek, ibadet yapılacak en kârlı zaman da gençliktir.
Gençlikte, nefsin arzularının kapladığı anlarda, dinin bir emrini yerine getirmek, ihtiyarlıkta yapılan aynı ibadetten çok kıymetli olur.
[Hele başka mâniler de araya katılırsa, bunları dinlemeyip, yapılan ibadetin sevabı o kadar çoktur ki, ancak Allahü teâlâ bilir].
Çünkü, mâniler karşısında, ibadet yapma güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Mâni olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır.
Gençlik arzuları, Allahü teâlânın düşmanı olan nefsin ve şeytanın sevdiği şeylerdir. Dine uygun şeyler ise, Allahü teâlânın sevdiği şeylerdir. Allah’ın düşmanlarını sevindirip, bütün nimetleri veren, hakiki sahibi gazaba getirmek, akıllı insanların yapacağı şey değildir. Allahü teâlâ, hepimizi nefse, şeytana ve din düşmanlarının sözlerine ve yazılarına aldanmaktan muhafaza buyursun.)
Evliyanın büyüklerinden Muhammed Masum hazretleri de şöyle buyurdu:
Gençlik, ömrün en kıymetli zamanıdır. İnsanın sıhhatli, kuvvetli olduğu zamandır. Bu zaman, her gün geçiyor, azalıyor, ihtiyarlık yaklaşıyor. En şerefli, en lüzumlu iş olan, marifetullahı kazanmayı [Allahü teâlâyı tanımayı, ona ibadeti, kulluk etmeyi], hayal olan ömrün sonuna bırakanlara yazıklar olsun. En şerefli olan zamanları, en zararlı, en kötü şey olan nefsin arzularına kavuşmak için sarf etmemeliyiz.
Salim Köklü'nün önceki yazıları...