"Allahü teâlânın bir kulunu sevmediğinin alameti, o kulun mâlâyâni [boş şeyler] ile uğraşmasıdır."
Peygamber Efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Allahü teâlânın, bir kuluna rahmet etmeyeceğine, ona gadab ve azâb edeceğine alâmet, dünyaya ve âhirete faydası olmayan şeylerle meşgûl olması, zamanlarını lüzumsuz şeylerle öldürmesidir. Bir kimsenin ömründen bir saati, Allahü teâlânın beğenmediği bir şeyde geçerse, ne kadar çok pişman olsa, üzülse yeridir.) [Eyyühel veled-İmam-ı Gazali]
Tabiin'in büyüklerinden İbrahim Nehai “rahmetullahi aleyh” buyuruyor ki: “Sizden evvel gelen milletlerden helak olanlar şu üç şey yüzünden helak oldular: Lüzumsuz konuşmak, fazla yemek, fazla uyumak.” [Münebbihat, İbni Hacer-i Askalani]
İmam-ı Rabbani “rahmetullahi aleyh” hazretleri mektubatında buyurdu ki:
“…Kıymetli yavrum! Cenâb-ı Hak, hayırlı işlerinizde yardımcınız olsun! Gençlik çağının kıymetini biliniz! Bu kıymetli günlerinizde, İslamiyet bilgilerini öğreniniz ve bu bilgilere uygun olarak yaşayınız! Kıymetli ömrünüzü faydasız, boş şeyler arkasında geçirmemek için ve oyunla, eğlence ile geçirmemek için çok uyanık olunuz!”
“…Fırsatı ganimet bilmelidir. Vakitleri çok kıymetli nimet bilmelidir. Modaya, âdetlere uymakla ele bir şey geçmez. Yalan sözlerden, kaçamak davranışlardan ancak zarar ve ziyân ele geçer. Elde bulunan şeyi, en ehemmiyetli, en kıymetli şey için kullanmak gerekir. Kalbin selâmetini istemelidir. Asıl lâzım olan işi düşünmeli, lüzumsuz, fâidesiz şeylerden tam kaçmalıdır.”
“…Biz kuluz. Sâhibimizin emrindeyiz. Başıboş değiliz. Her istediğimizi yapmaya serbest değiliz. İyi düşünelim! Uzağı gören akıl sâhibi olalım! Kıyamet günü utanmaktan, pişman olmaktan başka, ele bir şey geçmez. Gençlik çağı, kazanç zamanıdır. Mert olan, bu vaktin kıymetini bilip, elden kaçırmaz. İhtiyarlık herkese nasip olmaz. Nasip olsa da, rahat, elverişli vakit ele geçmez. Vakit de bulunsa, kuvvetsizlik, hâlsizlik zamanında, yarar iş yapılamaz.”
“…Oğlum, bütün varlıkların hülâsası, özü olan insan, eğlence için, oyun için, yiyip içmek, gezmek, yatmak, keyif sürmek için yaratılmadı. Kulluk vazifelerini yapmak için, Rabbine itaat, tevazu, kuvvetsizliğini, ihtiyacını göstermek, Ona sığınmak ve yalvarmak için yaratıldı. Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği ibâdetlerin hepsi, insanlara faydalı şeylerdir. İnsanlara yaradığı için emredilmiştir. Yoksa, hiçbir ibâdetin Allahü teâlâya faydası yoktur.”
Son devrin büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık “rahmetullahi aleyh” bir yere gidip gelirken, kahvede oturan kimseleri görünce teessüfle, "Eğer parayla zamanı satın almak mümkün olsaydı şu adamların zamanlarını alır, çalışırdım" buyururdu.
İslam âlimlerinin nasihatlerine uyup fâni ömrünü iyi değerlendirenler talihli kimselerdir. İhmal edip ömrünü boş şeylerle geçirenlerin ise ahirette pişmanlıkları fayda vermeyecektir.
Salim Köklü'nün önceki yazıları...