"Sa­nı­rım be­yin­de ­bir p­rob­lem var!"

A -
A +

Akif, hem­şi­re­nin bü­tün ıs­rar­la­rı­na rağ­men mu­aye­ne oda­sı­na gir­mek için çır­pı­nı­yor­du. - Bı­ra­kın be­ni, ka­rı­mın ya­nı­na gi­re­ce­ğim. Ben de ora­da ola­ca­ğım. Bu sı­ra­da mu­aye­ne oda­sın­dan çı­kan Dok­tor Tan­sel Ha­nım Akif'i ko­lun­dan tut­tu: - Akif, ken­di­ne gel. Sen bir dok­tor­sun. Otur şu­ra­ya. Ka­rı­na ya­pı­la­bi­le­cek her şey ya­pı­lı­yor şu an­da. Me­rak et­me, bi­raz­dan ne olup bit­ti­ği­ni sa­na söy­le­ye­ce­ğiz. Ama şu­nu bil. Do­ğum baş­la­mış. Bi­raz­dan ame­li­ya­ta alı­na­cak... Akif şaş­kın bir şe­kil­de bak­tı dok­tor ar­ka­da­şı­nın yü­zü­ne: - Do­ğum baş­la­mış mı? Sen... Sen ne­den bu­ra­da­sın o hal­de? Dok­tor Tan­sel Ha­nım ka­dın do­ğum mü­te­has­sı­sıy­dı has­ta­ne­de. Gü­lüm­se­di ka­dın: - Ben de gi­re­ce­ğim şim­di. O ha­zır­la­nı­yor. Ama se­nin sa­kin­leş­men la­zım. İs­ter­sen sa­na bir sa­kin­leş­ti­ri­ci ilaç ve­re­lim. Ken­di­ni bu şe­kil­de ko­yu­ve­rir­sen ka­rı­na za­ra­rın olur. Bu­nu biz se­nin­le bir­lik­te sa­de va­tan­da­şa söy­le­riz hep. Şim­di se­nin yap­tı­ğı­na bak! Baş­he­ki­me ha­ber ver­dik. O da ge­le­cek şim­di mü­da­ha­le oda­sı­na. Bi­li­yor­sun ken­di­si çok mü­kem­mel bir dok­tor­dur. Sa­kin sa­kin bek­le... Bu sı­ra­da Dok­tor Tah­sin ko­şar adım­lar­la ko­ri­do­ra gir­di. Akif'in ya­nı­na gel­di: - Şim­di duy­dum Akif. Ne­re­de yen­ge? Tan­sel Ha­nım ba­şıy­la acil oda­sı­nı işa­ret et­ti. Tah­sin he­men oda­ya gir­di. Akif bi­raz sa­kin­leş­miş gi­biy­di. Yal­va­ran göz­ler­le bak­tı mes­lek­ta­şı­nın yü­zü­ne: - Ona bir şey ol­ma­sın Tan­sel! - Me­rak et­me, hiç­bir şey ol­ma­ya­cak. Hay­di, sen şu oda­ya gir ve bek­le... Hem­şi­re dok­to­run di­rek­ti­fiy­le sa­kin­leş­ti­ri­ci bir iğ­ne yap­tı Akif'e. Uzun sü­re­cek bir bek­le­me baş­la­mış­tı böy­le­ce. Bir sa­at ka­dar son­ra hem­şi­re oda­sı­nın ka­pı­sı açıl­dı ve Dok­tor Tan­sel Ha­nım içe­ri gir­di: - Gö­zün ay­dın Akif, bir oğ­lun ol­du. Gü­zel bir be­bek. Şim­di kü­ve­ze koy­duk her ih­ti­ma­le kar­şı. Akif ke­ke­le­di: - Oğ... oğ­lum mu? Ya ka­rım? Ka­rım na­sıl? Tan­sel Ha­nım cid­di­leş­ti: - Onu şim­di Tah­sin'in el­le­ri­ne bı­rak­tım. Be­yin­de bir prob­lem var sa­nı­rım. Bir ka­na­ma söz ko­nu­su... Ama me­rak et­me, to­mog­ra­fi­si çe­ki­li­yor. Kar­şı­da­ki özel has­ta­ne­ye gö­tü­rü­lü­yor şim­di. Ora­da to­mog­ra­fi çe­ki­le­cek. Du­ru­ma gö­re mü­da­ha­le edi­le­cek. Akif'in göz­le­ri deh­şet­le açıl­dı: - Be­yin ka­na­ma­sı mı ge­çi­ri­yor, Aman ya Rab­bim! - En­di­şe­len­me... Ge­re­ken ya­pı­lı­yor. Bu sı­ra­da mu­aye­ne oda­sı açıl­dı ve sed­ye­de ko­lun­da se­rum­la ya­tan Se­vim hız­la gö­tü­rül­dü... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.