Dağ taş İncil doldu

A -
A +

"Ayın 24'ünden beri 600 bin İncil dağıttık. Bu rakam aybaşına kadar bir milyonu geçer. İncil'i aldıktan sonra kilisemize gelerek Hıristiyan olmak istediğini söyleyenlerin sayısında büyük artış oldu." Geçtiğimiz hafta bir gazetemizde yer alan bu sözleri, bir daha, bir daha okudum. "Aklıma sen sahip çık Yarabbim" diye kara kara düşündüm. Evet, Ankara'nın göbeğinde bedava İncil dağıtan Türk vatandaşı bir genç kız, bırakın kaygı ve korku duymayı, göğsünü gere gere, gazeteciye aynen bunları söylemiş. Düşünün bir kere, bir haftada bir milyon İncil dağıtabilen bir organizasyon... Hangi parayla, hangi dağıtım ağıyla böyle bir kampanya yürütülür? Öğreniyorum ki son üç yıl içinde 10 milyondan fazla İncil dağıtılmış. Bir ara, "Ben de gönüldaşlarımla birlikte, bodoslama çıkayım sokaklara, bayrağa sarılı Kur'an dağıtayım" dedim... Maalesef durup düşünmek zorunda kaldım. Çünkü, yine üzerime üşüşecekler ve "Yine paranoyaklaştın. Bunun adı din ve vicdan özgürlüğü" diye beni eleştiri bombardımanına tutacaklardı. Ve de bu polemik, onların işine yarayacaktı. Soruyorum, bunun neresi din ve vicdan özgürlüğü?!! Hadi Atina'ya bir cami açsanıza. Bulgaristan'daki camileri bara pavyona çeviren densizlere iki söz söylesenize. Dünyadaki müslümanların katledilişine seyirci kalmasanıza... Hıristiyan dünyasının tek amacı var: İslamiyet'i yeryüzünden silmek. Bunun yolu da Türkiye'den geçiyor... Sıra son kalede Önce yabancı sözcüklerle dilimizi katlettiler. Tarih bilincinin zaten zerresi kalmadı. Bırakın Malazgirt'i, Osmanlı'yı, Kurtuluş Savaşı'ndan bihaber bir nesil yetişti. Şimdi sıra son kaleye geldi. Yüce dinimiz İslamiyet'i de yok ettiler mi işlem tamamlanacak. Dostlarım, ben mi yanlış biliyorum; bir toplumu millet vasfına ulaştıran en önemli unsurlar, dil, din ve tarih değil midir? Öyleyse geriye ne kaldı? Öyle bir nesil yetişsin istiyorlar ki ibadethanelerimizi, şehit abidelerimizi yıkalım. Destanlarımızın bulunduğu kütüphaneleri ateşe verelim. Soykütüklerimizi yırtalım. Türkü söyleyen, halay çeken kim varsa yuhalayalım. "Ne mutlu Türküm diyene" levhalarını çöpe atalım. Gönderlere ay yıldızın yerine, 12 yıldızlı AB bayrağı çekelim. İstiklal Marşı yerine, "Tanrı Babalı" AB Marşı okuyalım. Duvarlarımızı papaz resimleri süslesin. Çıkaralım boyunlarımızdan cevşenleri, yerine haç asalım!.. Ne güzel olur değil mi? Ama hevesleri kursaklarında kalacak. Bu millet zamanı geldiğinde öyle bir şahlanır ki, başka bir şey yapmasına gerek kalmaz, tükürük denizinde boğar sizleri... *** SON SÖZ: "Misyonerler Afrika'ya geldiğinde onların İncil'i bizim ise topraklarımız vardı. Elimizde İncil, gözlerimizi kapatarak bize dua etmeyi öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda İncil bizim, kimliğimiz ve topraklarımız ise onların olmuştu." AFRİKA ÖZDEYİŞİ

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.