Kınalı kahramanlar

"Biz kınalı bacaksızlar, Kınalı körler, Kınalı çolaklarız. Bizler gözlerinizin içine, Siz bize bakmadığınız için bakmıyoruz, Sizi daha fazla üzmemek için. Peki ya siz, neden bizim gözlerimizin içine bakamıyorsunuz?" *** Savaş Yücel adlı gazimiz, "Biz Kınalı Bacaksızlar" adlı kitabını göndermiş. Sağolsun, varolsun. Gazilerimizin başından geçen ve yürekleri dağlayan olayları derlemiş. Yukarıdaki şiirini de kitabına eklemiş. Kitap soluk soluğa okunuyor ama beni en çok etkileyen bu şiir oldu. Çünkü şiiri okurken, Gelibolu Savaşları sırasında yaşanan, kınalı bir kahramanın destanı aklıma geldi. Kitabın girişinde de bu destanın benzeri var ama ben bildiğimi size anlatayım... Anası, başına kına yaktığı Murat'ını askere gönderir. Ancak komutanları ve silah arkadaşları kınalı Murat'la çok dalga geçer. Murat çok içerler ve anasına mektup gönderir: "Anacığım, birkaç hafta sonra kardeşim Ali de askere alınacak. Sakın onun başına da kına sürme. Çünkü benimle çok alay ettiler." Bir süre sonra mektuba cevap gelir ama Murat şehit düşmüştür. Komutanı, mektubu açar ve yanındakilere yüksek sesle okumaya başlar: "Başındaki kınadan hiç derdin olmasın, can oğul! Biz üç halde kına süreriz. Birincisi evlenecek kızlarımıza, doğacak evlatlarına kurban olsun diye! İkincisi koçlarımıza, Allah'a kurban olsun diye! Üçüncüsü, askere giden evlatlarımıza, vatana kurban olsun diye!" Tabii ki, komutan dahil herkesin gözlerinden yaşlar iner... *** Kınalı kahramanlarımıza ne yapsak azdır. Onları el üstünde, baş üstünde taşımalıyız. Ama dertliler. Şikayetleri, sitemleri var. Ey bu ülkeyi yönetenler! Eğer bugün sıcak odalarınızda, rahat koltuklarınızda, makam arabalarınızda hüküm sürüyorsanız... Eliniz, ayağınız, gözünüz bilcümle uzvunuz tamsa... Çocuğunuzun gözündeki ışıltıyı görebilip, ona sarılabiliyorsanız... Kimsenin yardımına ihtiyacınız olmadan tuvalete gidebiliyorsanız... Her sabah protez kol-bacak takma yerine, ceketinizi, ayakkabınızı giyebiliyorsanız... Onlar sayesinde oldu. O kınalı kahramanlara, ödeyemeyeceğiniz kadar borçlusunuz, borçluyuz... Ve de Allah rızası için onlardan hiçbir şey esirgemeyin...