Irak'ın içine düştüğü -daha doğrusu düşürüldüğü- kaosa bakın... Her gün çocuk, yaşlı, kadın onlarca insan ölüyor. Irak halkı birbirine düştü. Etnik ve dini boğazlaşmanın, en acımasızı yaşanıyor. Ülke adeta kan gölü... Hani özgürlük, demokrasi, barış gelecekti?!! Hayır efendim, bunun adı resmen İslam dünyasına yönelik soykırımdır... Üç beş kuruş için, kendilerini Irak'taki ateşin içine atarak hayatlarını kaybeden Türk vatandaşları için yüreğimiz dağlanıyor. Ama, her gün onlarca Iraklı'nın, eşi, çocuğu, anası, babası ölüyor. Bir kez daha altını çiziyorum: Irak'ın işgali, Batı'nın Doğu'ya dönük soykırım hamlesinin en önemli adımlarından biridir. Kanlı sicil Gelin, Batı'nın uygarlık (!) adına, kanla yazdığı soykırım dosyalarının birkaçını hatırlayalım. 1492 yılında Kristof Kolomb'un, Amerika kıt'asına ayak basmasından sonra milyonlarca yerli, Avrupalılar tarafından katledildi. Öyle kanlı barbarlık örneği sergilendi ki, yalnızca ve yalnızca Arawaks yerlilerinin sayısı, 22 yıl içinde 8 milyondan, 28 bine indi. İngiltere Krallığı 1788-1938 tarihleri arasında sömürge amacıyla gittikleri Avustralya'da, yerli halk Aborjinleri sistematik olarak yok ettiler. Aynı İngilizler, Tasmanya'yı işgal ettikten 15 yıl sonra 1834 yılından 1911 yılına kadar, 750.000 Aborjini öldürdü. Alman dehşeti Almanlar, 1891 yılında, Güney Batı Afrika'yı (Namibya) işgal etti. Yaklaşık 132.000 yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi. Yine Almanlar, 1933-45 yılları arasında Büyük Alman İmparatorluğunu kurmak ve Alman ari ırkını oluşturmak amacıyla, 21 milyon insanı topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar. Amerikalılar ve İngilizler, Almanların savaşı kaybetmelerinin ardından, Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerin üzerine 3 gün süreyle havadan bomba yağdırdılar. Çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu 200.000 kişi öldü. İkinci Dünya savaşının bitiminde, Sovyet Ordusu'nun Alman topraklarına doğru ilerlemesinden kaçan 250.000 Alman mülteci Danimarka'ya sığındı. Binlerce Alman, hiçbir sağlık yardımının yapılmadığı bu kamplarda çeşitli hastalıklar sonucu hayatlarını kaybettiler. Ya Fransızlar... 1830 yılından 1962 yılına kadar geçen süre içinde 1 milyon Cezayirli'yi öldürdüler. ABD'nin, Japonya'nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine attığı atom bombaları sonucu 135 bin kişinin ölümü ise bir başka soykırım trajedisidir. Listeyi uzatmak istesek, ciltler tutar... Cennetmekan Mehmet Akif ne güzel söylemiş: "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar."