Dünya hapşırdı, biz nezle olduk. Döviz, faiz, fiyatlar ne varsa bir gecede tavan yaptı. Piyasalar allak bullak oldu. Tabii ki dünyadaki gelişmelerden, ekonomik olarak olumlu veya olumsuz etkinlenmemek mümkün değil. Ancak esen rüzgârlar yaprakları değil, Türkiye'nin kökünü sallıyor. Çünkü kök sağlam değil... *** Temel sorun kendi öz, milli sermayemizi oluşturamamaktan kaynaklanıyor. Mustafa Kemal, 19 Ocak 1923'te İzmit'te bir sinema salonunda yaptığı konuşmada, bu tehlikeye bakın nasıl işaret ediyor: "Sorarım efendiler, ülkemizde büyük sermaye sahibi, çok servet sahibi kaç kişi vardır ve bunların kaç parası vardır? Bana Türkiye'de kaç tane milyoner gösterebilirsiniz? Kapitalist olarak ortaya koyacağımız ve üzerlerine hücum edeceğimiz bunlar mıdır? Hayır efendiler... Tam tersine bu zengin insanlar başlı başına bu memlekete bankalar, şimendiferler, fabrikalar, şirketler vb. sanayiyi kursunlar... Bizi yabancıların sermayesine muhtaç bırakmasınlar..." *** Milyarlarca dolar kâr yapan dev kuruluşlarımızın yabancıya satışı ile ilgili itirazlarımızın temelinde de bu kaygı var. Neden bu kuruluşları, ülkenin milli sermayesinin envanterinde tutmadık da, yabancılara sattık. Yabancı sermayenin tek amacı hiçbir riske girmeden kâr etmektir. Demek ki kâr edeceklerini çok iyi hesapladılar ve Türkiye'nin özelleştirme projelerine balıklama daldılar. Yoksa Türkiye'yi sevdikleri için, Türklerin kaşının gözünün hatırı için değil... *** Ne yazık ki milli sermayeyi değil, yabancı sermayeyi koruyor hale geldik. Milli sermayemiz, yabancı sermayenin boyunduruğu altına girdiği için de, dünya piyasalarındaki küçücük bir sallantı bizde deprem etkisi yapıyor. *** Tarım toplumundan kurtulup, piyasa ekonomisini güçlendirmenin yolu da tam da buradan geçiyor. Milli sermaye güçlenmedikçe, geri kalmışlığın kalelerini asla yıkamayız. Milli sermayenin güçlendirilip, yönlendirilmemesi nedeniyle, pazar ekonomisinin ulaşamadığı bölgelerimiz bol bol, "Terörist, tetikçi, örgüt şefleri, mafya babaları, kerametleri mendilerinden menkul sahte imamlar, şeyhler" üretti. *** Sonra da neden yoksulluk, terör ve suç batağından çıkamıyoruz diye dövünüyoruz...