Sivil toplum sahaya iniyor

Türkiye'nin gündemi Başbakan Bülent Ecevit'in hastalığı ve erken seçim tartışmalarına kilitlendi. Her iki konuda da büyük bir 'kafa karışıklığı', laf kalabalığının oluşturduğu müthiş bir 'gürültü kirliliği' yaşıyoruz. Bu durum bir belirsizlik ortamı doğuruyor. Ankara'nın bu gürültü patırtısı, milyonların sesini bastırmaya yetiyor. Kuru gürültüyle geçen her gün aleyhimize işliyor. Tribünlerde oturup sessiz sedasız olacakları beklemek yerine, sahaya inmeli ve oyuna müdahil olmalıyız. Siyasi Partiler ve Seçim Yasası'nda değişiklik yapılmadan gidilecek bir erken seçim, ülkemizin hayrına olmayacaktır. Ankara Ticaret Odası olarak bu iki yasada demokratik değişikliklerin yapılması için "Sivil Toplum Sahaya İniyor Kampanyası" başlatıyoruz. Kampanyanın ilk ayağı olarak Ankara'da 4 bin kişi arasında yaptığımız kamuoyu araştırması, Siyasi Partiler ve Seçim Yasası'nda değişiklik yapılmadan gidilecek bir erken seçimin, toplumda olumlu bir beklenti oluşturmadığını gösteriyor. 28 Mayıs Salı günü (yarın) yapacağımız Meclis toplantısında kamuoyuna yönelik bir deklarasyon yayınlayarak kampanyaya start vereceğiz. Haziran ayının ilk haftasında 350 sivil toplum örgütünün davet edileceği bir kurultay düzenleyeceğiz. Kurultayın amacı, birlikte hareket ederek Siyasi Partiler ve Seçim Yasası konusunda toplumsal bir baskı oluşturmak... "Birinci Sivil Toplum Kurultayı"nda bu iki yasada yapılması gerekli değişiklikleri de ortaya koyacağız. Kurultayın ardından Ankara'da yaklaşık 15 panel ve etkinlik düzenleyeceğiz. Temmuz ayının son haftasında düzenleyeceğimiz "İkinci Sivil Toplum Kurultayı"nda ise her iki yasada yapılacak değişikliklerle ilgili amaç, yöntem, ilke ve politikaları belirleyeceğiz. İkinci kurultayı izleyen günlerde de sözkonusu yasalarda değişikliklerin yapılması amacıyla imza kampanyası başlatacağız. 1 milyon imza toplamayı hedefliyoruz. Kampanyanın sonunda, Ekim ayında, tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, bilim adamları ve hukukçuların katılacağı üç günlük bir "Şûra" düzenleyeceğiz. Şûrada alınan kararları Cumhurbaşkanı, Başbakan ve siyasi parti liderlerine sunacağız. Hiçbir siyasi partiyi veya kişiyi hedef almayan, sadece siyasi sistemleri tartışmaya açacak olan kampanyanın, bu gürültü kirliliği içinde, geniş kesimlerin dikkatini çekeceğine ve değişime katkıda bulunacağına inanıyorum. Siyasi kriz derinleştikçe siyasi parti sayısı artıyor. Mayıs ayı itibariyle parti sayısı 45'i buldu. Parti sayısı artıkça siyasi güven bunalımı daha da derinleşiyor. Bu kısır döngü, insanların umutsuzluğunu daha da büyütüyor. Son derece tehlikeli olan bu çaresizlik duygusu bir "kurtarıcı" bekleyişini sürekli besliyor. Oysa aranan kurtarıcı yeni bir siyasi sistem ve onu kuracak olan bizleriz. Haydi Türkiye!