Tarih tekerrür ediyor

A -
A +

Osmanlı'nın çöküş sürecini başlatan gelişmeleri hatırlayınca, insan kendisini "Tarih tekerrür mü ediyor?" diye sormaktan alıkoyamıyor. Yıl 1838... Türkiye'nin Batı'nın oyuncağı haline gelme süreci Osmanlı'nın 1838 yılında İngilizler'le yaptığı ilk ticaret anlaşması olan Balta Limanı Anlaşması ile başladı. Mustafa Reşit Bey tarafından imzalanan Balta Limanı Anlaşması sırasında Osmanlı'nın dış borcu "sıfır" idi. Günümüz IMF anlaşmalarına tıpatıp benzeyen bu anlaşma ile sanayi, ticaret ve maliyede karar alma hakkı Avrupalı devletlere bırakıldı. Batı'ya tam teslimiyet başladı ve Osmanlı borç tuzağına düşürüldü. Balta Limanı Anlaşması ile Osmanlı pazarları Avrupa'nın açık pazarı haline getirildi. (Yıl 1996... Türkiye, Avrupa ile Gümrük Birliği Anlaşması'nı imzaladı. Bu anlaşma, Türkiye'yi ikinci kez Avrupa'nın açık pazarı haline getirerek zarar hanemize 77 milyar dolar yazdırdı.) Osmanlı'nın temeline dinamit koyan anlaşmanın maddelerine bir göz atalım: 1- Geçerlilik süresi sınırsız olan bu anlaşma tüm Avrupa devletleri için de geçerlidir. 2- Kapitülasyonlar devam edecektir. 3- İngiliz tüccarlara tanınan haklar onların yanında çalışan çıraklara bile tanınacaktır. 4- Bu kişiler devletin her yerinde her çeşit malı serbestçe alıp satabilecektir. 5- Osmanlı'ya tanınan tekel hakları iptal edilecektir. (Günümüzde Tekel'in, Telekom'un özelleştirmek istenmesi) 6- Yabancılar mal alım ve nakli için vergi ödemeyeceklerdir. 7- İngilizler, dünyanın neresinde olursa olsun istedikleri malları ülkeye rahatça vergisiz sokabileceklerdir. Bu serbest ticaret anlaşmasıyla dış rekabete hazır olmayan Osmanlı'da pamuk Amerikan pamuğuna, yün Avusturya ve Arjantin yününe yenik düştü. (Bugün de Kanada'dan kırmızı mercimek, Meksika'dan nohut, ABD'den kuru fasulye, Brezilya ve Arjantin'den buğday alıyoruz.) İngiltere sahip olduğu ayrıcalıklarla bütün yabancı malları vergisiz sokarken bizden yaptığı ithalat yerinde saydı. (Türkiye 1 Ocak 1996'da Gümrük Birliği'ne girdi. 1996'da dış ticaret açığımız 11.6 milyar dolardı. 2000 sonunda 53.9 milyar dolara çıktı!..) Artık bütün işler Batı'ya bağlı olarak yapılıyordu. Hatta yükselmek isteyen bürokratlar yabancı devlet adamları ile görüşmeler yapmaya başlamıştı. (Dikkat ederseniz günümüzde de iktidara gelmek isteyen parti liderleri sürekli Amerika'ya gidip gelmekte, icazet almaktadır. Türkiye'de yönetime gelen pek çok iktidar üyesinin, siyasetçi ve bürokratın Bilderberg tedrisatından geçtiği de bir gerçektir.) Gelecek hafta, Tanzimat ve Islahat fermanları ile kaldığımız yerden devam edeceğiz. Osmanlı'yı oyuncağı haline getiren, sonuçta da Sevr'e götüren Batı'nın bugün Türkiye'yi sömürgeleştirme amacını Gümrük Birliği, IMF dayatmaları, AB'ye uyum yasaları, Kopenhag kriterleri ile gerçekleştirme çabası içinde olduğunu, Osmanlı'yı da Türkiye'yi de hep aynı zayıf yerinden kaşıdığını, AB umudunu sömürerek her istediğini yaptırdığını göreceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.