Üç Kemal...

A -
A +

Birkaç gündür, birisi IMF politikalarının uygulayıcısı, diğeri bu politikaları içine sindiremediği anlaşılan iki Kemal arasındaki tartışmayı ibret alarak izliyoruz. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Kemal derviş ile BDDK Üyesi Prof. Dr. Kemal Çevik arasındaki tartışmadan sözediyorum. Hatırlatmakta fayda var. Kemal Çevik, "IMF'ye verilen Niyet Mektupları'nda ilgili bakan ve Merkez Bankası Başkanı'nın imzası var. Temsilcimin imzası bulunmayan Niyet Mektupları'ndaki görüşler beni bağlamaz. Ben müstemleke (sömürge) memuru değilim" deyince ortalık karıştı, sinirler gerildi. Bu sözler üzerine, IMF'yi savunmak zorunluluğu hisseden Kemal Derviş'in cevabı gecikmedi: "Mecbur değilsin. Görevi bırak git." Eleştiriye tahammülsüzlük, iktidar erkini elinde bulunduran bir kişinin genel tavrı haline geldiğinde, bu durumdan en büyük zararı demokrasi görür. Son ekonomik krizden sonra, özellikle IMF politikalarına yönelik eleştirilerin "Beğenmeyen gider" anlayışıyla geri püskürtülmesi kötü bir alışkanlık haline geldi. Oysa ki sağlıklı demokrasilerde, doğruya giden yol, eleştiri ve tartışma ortamında bulunabilir. Bu ortamda, herkesin söz söyleme hakkı vardır. Bankacılık gibi önemli bir konuda, özerk bir kurulun bünyesinde görevlendirilen bilim adamı Kemal Çevik'e "Ben sömürge memuru değilim" dedirten nedenleri tahmin etmek zor değil. 40 yıl önce IMF ile tanışan ve bu sürenin 21 yılını IMF politikalarını uygulayarak geçiren Türkiye ekonomisinin durumu ortada... IMF'nin 89 ülkede program uyguladığı ve başarıya ulaşamadığı da sır değil. Türkiye'de IMF'ye kem söz söyleyenlerin akıbeti pek iyi olmuyor ama sömürgeleştirmenin yeni araçları ve "dünyayı fethe çıkan sermayenin müfreze kolu" olarak nitelenen IMF ile ikiz kardeşi Dünya Bankası, Avrupa ve Amerika'da yerden yere vuruluyor. Dünyanın en müreffeh ülkeleri bile kalabalık protesto eylemlerine sahne oluyor. İki Kemal'in tartışmasını izlerken 'bir başka Kemal'in, bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz gerçek bir lider olan Mustafa Kemal Atatürk'ün, bugün her zamankinden daha iyi okumamız ve özümsememiz gereken şu sözleri aklıma geldi: "Efendiler, bugünkü mücadelemizin amacı tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın tam sağlanabilmesi ise ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin aslı bağımsızlıktan yoksun olunca o devletin bütün hayati bölümlerinde bağımsızlık sakat durumdadır. Devlet yapısını yaşatmak için dış ülkelere başvurmadan, ülkeyi gelir kaynakları ile yönetmenin çözüm ve önlemlerini bulmak gereklidir ve bulunabilir." (TBMM 1. Dönem 3. Yasama Yılı açış konuşmasından 1 Mart 1922) Atatürk'ün sözleri, bu zor günlerimizde ekonomi politikalarımızı belirlerken bize yol gösterecek "kutup yıldızı"dır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.