Yazıklar olsun!..

14 Aralık'ta yapılacak Kıbrıs seçimleri yaklaşırken, Denktaş muhaliflerini daha yakından tanımakta yarar var. Kıbrıs'ı bir Yunan adası haline getirmeyi amaçlayan işgal planına destek veren bu çevreleri, bizzat kendi ağızlarından tanıyalım. Cumhuriyet Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat: "Türkiye bazı gericilerin anavatanı olabilir ve benim anavatanım değil" (19 Aralık 1997 tarihli Kıbrıs Gazetesi) "Türkiye'nin bizi kurtardığını söyleyebilirsiniz ancak burada yeterinden fazla kalmıştır" (25 Eylül 2001 tarihli İngiliz The Guardian Gazetesi) "Ceberut devlet yönetimi yıkılacak ve altında kalanlar tarihe mal olacak." (31 Mart 2003 tarihli Kıbrıs Gazetesi) "Denktaş, egemenlik gibi bir konuya takılıp kalmıştır. CTP olarak artık böyle saçma konularla vakit geçirilmesine izin vermeyeceğiz" (19 Mayıs 2002 tarihli Yenidüzen Gazetesi) "Türkiye'nin Kıbrıs'taki varlığı uluslararası hukuka aykırıdır." (19 Eylül 2003 tarihli Vatan Gazetesi) CTP Genel Sekreteri Ferdi Sabit Soyer: "Türkiye artık lütfen bizi kurtarmasın. Bu kurtarılmanın bedelini yeteri kadar ödedik. Kimse tarafından bir daha kurtarılmak istemiyoruz." (31 Mart 2002 tarihli Cumhuriyet Gazetesi) KıbrısTürk İlköğretim Sendikası: "Ankara, ne paranı, ne paketini, ne de memurlarını istemiyoruz. Esir olmak istemiyoruz" (30 Ocak 2001 tarihli Ortam Gazetesi) CTP milletvekili Adayı Ahmet Barçın: "Lütfen dünyaya KKTC'nin açık bir hapishane olduğunu söyleyin. Bir büyük askeri bölge ve tüm kapıları da kilitli." (25 Eylül 2001 tarihli Guardian Gazetesi) CTP Yöneticilerinden Mehmet Civa "Denktaş'ı Çavuşesku gibi devireceğiz. Sonu Çavuşesku gibi olacak" (26 Aralık 2002) Yurtsever Birlik Hareketi (YBH) adlı parti: "Seçime gitmek hatadır. Görevimiz halkın rejime karşı başkaldırısını örgütlemektir" (23 Mart 2003 tarihli Volkan Gazetesi) KKTC'ye yönelik psikolojik harekatın kilit isimlerinden ve finansörlerinden Costas Carras'ın "Denktaş mutlaka götürülmelidir" talimatı doğrultusunda hareket eden ve "Bu Memleket Bizim Platformu" adı altında örgütlenen bu çevrelerin, "Hain Denktaş" diyecek kadar da gözleri dönmüş. Yazıklar olsun! Ömrünü Kıbrıs davasına adayan mücahit Denktaş, Romanya Diktatörü Çavuşesku ile bir tutulmak için ne yaptı? Denktaş'ın bütün tezlerini kabul etmek zorunda değilsiniz. Hatta Denktaş'ın hiçbir tezini kabul etmek zorunda değilsiniz. "Annan Planı'nı olduğu gibi kabul edelim" diyebilir ve Denktaş'ı istediğiniz kadar eleştirebilirsiniz. Ama bu eleştiriyi yapacak olanların banka hesaplarının şeffaf olması gerekmez mi?