Uzun bir süredir dünya çapında yaşanan dini ve manevî değerlere dönüş süreci, hak din olan İslam'a dönüş halini aldı. 1973 yılında yapılan istatistikler dünya çapında Müslüman nüfusun 500 milyon olduğunu gösterirken, bugün bu rakam 1.5 milyara yaklaşmış durumda. Her dört kişiden birinin Müslüman olduğu günümüzde, Müslümanların sayısı tarihte ilk defa Hıristiyanların sayısını geçmiş bulunuyor. Bunun en bariz sebebinin geçtiğimiz yüzyılda yaygın olarak benimsenen materyalist felsefenin, 21. yüzyılda tamamen terk edilmeye başlanması ve yerini, Allah inancına ve Kur'an ahlakına bırakması gösteriyor. Özellikle son günlerde, İslam ahlakının getirdiği barış, hoşgörü ve kardeşlik mesajının tüm dünya gündemine girmesi ve daha iyi anlaşılmaya başlanması bu yönelişe hız kazandırdı. Yapılan araştırmalara göre bugün Amerika'da ortalama 6-7 milyon Müslüman var ve bu sayı yılda ortalama 25 bin kişi artıyor ve 11 Eylül'den sonra İslam'ın büyüme hızı ise 4 kat artmış durumda. Bu değişim Amerikan ordusuna da sirayet etmiş durumda. 1990'ların başında 2500 Müslüman'ın bulunduğu Amerikan ordusunda, bugün yaklaşık 15-20 bin Müslüman görev yapıyor. 2015 yılına gelindiğinde İslam'ın Yahudiliği geçerek Amerika'nın ikinci en büyük dini olacağı tahmin ediliyor. Bazı tahminlere göre ise, bu çoktan gerçekleşti bile... Amerika'da yapılan önemli istatistiklerden biri de Müslüman olanların eğitim durumlarıyla ilgili. Chicago'daki Müslüman toplumun eğitim ve refah seviyesinin yüksekliğini gözler önüne seren verilere göre; Müslüman toplumun %16'sının tıp doktoru, %33'ünün mühendis, %44'ünün doktora mezunu, %84'ünün en az üniversite ve sadece %2'sinin lise altı okullardan mezun olduğunu gösteriyor. Avrupa da İslam'a koşuyor Tüm dünyada olduğu gibi Avrupa'da da İslamın hızlı yükselişi devam ediyor. Birleşmiş Milletler'in 1999 yılında yaptırdığı bir araştırma, Avrupa'da Müslüman nüfusun 1989 ile 1998 arasında yüzde 100'den daha büyük bir hızla arttığını gösteriyor. Bugün Avrupa'da, 3.2 milyonu Almanya'da, 2 milyonu İngiltere'de, 4-5 milyonu Fransa'da, diğerleri de başta Balkanlar olmak üzere Avrupa geneline yayılmış yaklaşık 13 milyon Müslümanın yaşadığı biliniyor. Fransız İç İstihbarat Dairesi tarafından hazırlanan bir rapora göre ise Fransa'da 2002 senesinde Müslüman olanların sayısı, 30 ila 40 bin arasında artmış gözüküyor. Avrupa'daki Müslümanlarla ilgili yapılan araştırmaların ortaya koyduğu bir başka gerçek de Müslümanların sayısı artarken, bir yandan da Müslümanlar arasında dini bilinçlenmenin artıyor olması. Fransız Le Monde gazetesinin yaptırdığı bir ankete göre Avrupa'daki Müslümanlar, 1994 yılında yapılan araştırmaya oranla daha çok namazlarına devam edip daha çok camiye gidiyor. Keza oruç tutanların sayısı da 1994'e oranla çok daha fazla. Son yirmi yıl içinde 20 bin kişinin İslam'a döndüğü tahmin edilen İngiltere'de, 11 Eylül saldırılarından sonra dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi İslam'a yöneliş daha da hızlanmış durumda. Sadece Manchester Camisi'nde 11 Eylül'ü takip eden ilk haftalarda 16 kişi Müslüman olmuş. Müslümanlara ibadet hakkı İslam'ın hızla yükseldiği Avrupa ülkelerinden biri olan Danimarka'da devletin resmi dini olan Protestanlıktan sonra Müslümanlık geliyor ve ülkedeki Katoliklerin sayısı ise Müslümanlardan daha az. Danimarka'da yaşayan ünlü sosyolog Eyvind Vesselbo yaptığı araştırma neticesinde, yakın gelecekte Danimarka nüfusunun yarısının Müslüman olacağı bildiriliyor. Araştırmalara göre nüfusu yaklaşık 10 milyon olan İsveç'te 300 binden fazla Müslüman bulunuyor. İsveç devleti geçen yıl aldığı bir kararla, vatandaşları arasında İslam'a olan yönelişin artışı nedeniyle Kur'an-ı Kerimin İsveçceye tercüme edilip, Müslümanların rahatça ibadet edebilecekleri büyük bir caminin yapılabilmesi için özel ödenek ayırmış. Toplam 240 mescid ve caminin bulunduğu Belçika'da da İslam'ın hızlı yükselişi devam ediyor. 90'lı yılların başında Belçika'daki Müslümanların sayısı 285 bin civarında idi. Bu günlere gelindiğinde bu rakam 350 binleri aştı. Bugün İslam Belçika'da Yahudilik ve Protestanlığı geride bırakarak Katoliklikten sonraki ikinci din konumuna geldi. Müslümanların inanç ve ibadet özgürlüğünü koruma altına alan kanunu daha 1974 yılında çıkaran Belçika devleti, ülkede yaşayan Müslümanlara, tıpkı Katolikler, Protestanlar ve Yahudilere olduğu gibi dinlerini yaşama ve anlatma özgürlüğü tanıdı. Belçika'da şu anda yaklaşık 700 Müslüman öğretmen devlet okullarında ders veriyor ve bu öğretmenlerin maaşları ve giderleri devlet tarafından karşılanıyor. Diğer yandan Avrupa toplumları içinde İslam'ı seçerek din değiştirenlerin gittikçe çoğalması, merkezi Vatikan'da bulunan Katolik Kilisesi'ni endişendirdiği de bilinen bir gerçek. Komünizm İslâm'ı unutturmadı Günümüzde sayıları 20 milyonu bulan Müslümanlar, Rusya nüfusunun yüzde15'ini oluşturuyor. Üstelik Müslüman nüfusun çoğunluğu, diğer ülkelerde olduğu gibi göçmenler veya yabancılar değil, bin yılı aşkındır bu topraklarda yaşayan kimseler. Komünist rejim boyunca camilerin kapatılıp depolara çevrildiği, din adamlarının tutuklanıp sürüldüğü, Müslümanların dinlerini yaşamamaları için çeşitli baskıların uygulandığı Rusya'da bugün halk akın akın İslam'a yöneliyor. Bu yönelişin göz ardı edilemeyecek yansımaları da var. 1998 yılında Rusya'da ilk İslâmî üniversite olan Rus İslamî Üniversitesi kurulması, Tataristan'da Sovyet döneminde 18 olan cami sayısının 1000'i geçmesi Rusya'da İslam'ın yükselişini gösteren örneklerden bir kaçı. Din adamlarının halen tutuklanıp işkenceye uğradığı, ibadethanelerin kapatılıp, insanların ibadet ve inanç özgürlüğünün engellendiği Komünist Çin'de de insanlar bütün bu olumsuzluklara karşı İslam'ı yaşamaya devam ediyor. Her ne kadar Komünist Parti bu rakamı reddetse de, yaklaşık 200 milyon Müslüman'ın yaşadığı varsayılan Çin'de ibadetlerini yerine getiren Müslümanların sayısında artış olduğu da tespit edilen bir gerçek. Her güne bir dua Su içerken okunacak duâ Suyu Besmele ile üç nefeste içmeli, her nefeste ağzını bardaktan çekmelidir. Peygamber efendimiz de böyle yaparlardı. Birinci nefeste Rabbine, verdiği nimet sebebiyle şükretmeli, ikinci nefeste, kendisine ortak olmaması için Allahü teâlâ'ya şeytandan sığınmalı, üçüncü nefeste içtiği suyun şifâ olması için Allahü teâlâ'ya niyazda bulunmalıdır. Her nefesin sonunda da Allahü teâlâ'ya hamd ederse, "Elhamdülillah" derse içtiği su, diğer su içmesine kadar karnında tesbîh eder. Hadîs-i şerîfde: "Günahı çok olan, çok su dağıtsın" buyurulmuştur. Peygamberimiz buyurdu ki, "Su içeceğiniz vakit, ayakta içmeyiniz! Vücûdunuza zararlıdır. Yalnız abdestten artan su ve zemzem-i şerif ayakta içilir." > Fetvalarını yanına aldı Büyük Osmanlı Hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman'a "Kanunî" lakabının hak ve adalet konusundaki titizliği dolayısıyla verildiği malumdur. Bu büyük hükümdarın ölümüne bağlı olarak yerine getirilmesini istediği bir vasiyeti vardı. Bu vasiyet, içinde ne olduğunu kendisinden başka kimsenin bilmediği 25 santimetre kare büyüklüğünde küçük bir sandığın ölümü halinde mezarda yanına konmasıydı. Hayatı seferlerde geçen, seferdeyken ölen Kanuni, İstanbul'a getirilince derhal defin işlemlerine başlandı ve bu vasiyet de hatırlandı. Sandık meydana çıkarıldı ve hazır tutuldu. Büyük hükümdarın cenaze töreninde sadrazamından şeyhülislamına bütün devletliler mevcuttu. Dönemin en büyük din bilgini ve şeyhülislamı Ebussuud Efendi'ye Kanuni'nin anıldığı şekilde bir vasiyeti bulunduğu, fikrini almak bakımından söylendi. Ebussuud Efendi "Zinhar böyle bir vasiyeti yerine getirmeyesiz, dini mübine (İslâm'a) uymaz' dedi. Ebussuud Efendi bir şey söylüyorsa orada durmak gerekirdi. Konunun en büyük otoritesiydi. Nihayet üzerinde diğer görüşler de alındıktan sonra vasiyetin yerine getirilmemesi kararlaştırıldı. Küçük sandık mezara konulmadı ama içinde ne vardı, dünyanın en büyük hükümdarının mezarına konmasını istediği şey neydi? Herkesi bunun merakı sarmıştı. Bu vasiyet yerine getirilmediğine göre sandık açılmalıydı Nitekim öyle yapıldı. Kutu ehil bir el tarafından açıldı. Bir de ne görülsün, içi, Kanuni'nin yapacağı işlerin, vereceği kararların dine uygun olup olmadığı hakkında şeyhülislama sorduğu sorulara aldığı cevaplar demek olan "fetva"larla dolu idi. Kanuni, Allah'ın huzuruna yüzü ak çıkmak, O'nun rızasına aykırı bir iş yapmadığını belgelemek istiyordu. Devrin en büyük bilgini Ebussuud Efendi bu olay karşısında, "Hey büyük sultan, sen Allah katında kendini temize çıkardın, mes'uliyeti bize yıktın, biz nasıl bunun altından kalkacağız bakalım?" demekten kendini alamamıştı. > Hadis-i Şerîf Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır. [Nesâî] Kâfirlerin âdetlerini yapan ve merâsimlerine hürmet eden bir kimsede, o esnâda zerre kadar dahî îmân var ise, Cehenneme gider. Ammâ o zerre îmân bereketi ile, ebedî azâptan kurtulur. [Se'âdet-i Ebediyye: 892.] Elbise-i nefîseyi "Namâzda zinetli elbiselerinizi alınız, örtününüz!" hükmünce, namâz için zînetlenmek niyeti ile giyinip, başka niyetle giyinmemek gerektir. [Se'âdet-i Ebediyye: 101.] > Eskişehir mutfağından Mercimekli mantı Malzemeler: Mantı hamuru için: * 3,5 su bardağı un * 2 adet yumurta * 1 tatlı kaşığı tuz İç malzemesi: * 2 su bardağı yeşil mercimek * 1 adet orta boy soğan * Tuz, karabiber Üzeri için: * 750 gr yoğurt * 150 gr tereyağı * Kırmızı biber * 4 su bardağı et suyu Hazırlanışı: Un, yumurta, tuz ve az su ilave ederek katı bir hamur yoğurun. Yoğurduğunuz bu hamuru bezelere ayırın. Nemli bir bez örterek 15 dakika dinlendirin. Her bir bezeyi oklava ile ince olarak açın. 5 santimetrelik karelere bölün. Akşamdan ıslattığınız mercimeği, dört beş parçaya böldüğünüz soğan ile haşlayın. Mercimeklerin suyunu başka bir tencereye süzün. Hazırladığınız harcın içine tuz ve karabiber ilave ederek, karelerin ortalarına koyun. Hamur karelerinin dört ucunu birbirine kapatıp bohça şekli verin. Yağlanmış tepsiye dizin. 200 derecelik fırında hafif pembeleşinceye kadar kızartın. Et suyu ve mercimek suyunu karıştırarak mantıların üzerine dökün. 10-12 dakika kadar pişirin. Üzerine sarımsaklı yoğurt dökün. Bir kapta tereyağını kızdırıp içine kırmızı biberi ilave edin. Mantıların üzerine servis tabağı içinde kaşıkla gezdirip servise sunun. > Mantar Çorbası, Mercimekli Mantı, Çoban Salata, Kadayıf