Doğrusu, medyanın saygınlığının sık sık gündeme getirilmesi ve tartışılması mesleğimiz adına hiç de hoş değil. Ne var ki, buna da, en büyük nedenlerin, bizzat meslektaşlarımızdan kaynaklandığı biliniyor. Oysa, her şeyden önce, gazete ve gazetecilerin saygın olması ve böyle kabul edilmesi gerekmiyor mu? Son günlerde yaşananlar bile; medya dünyasının, en azından meslek ilkelerini ihlal etmeme mecburiyetini kanıtlıyor. Her ne kadar, tecrübeli gazetecilerin bile, zaman zaman "Basın Meslek İlkeleri"ni, bu arada yasaları çiğnediklerine üzülerek tanık oluyorsak da, basının bir şeffaflaşma dönemine girmenin çabalarıyla avunuyoruz. Bu şeffaflaşma olayını, boşu boşuna ortaya atmadığımızın kanıtını basının birbirini şiddetli eleştirisinde bulabiliriz. Başka hiçbir meslekte, böylesine özeleştiriye, böylesine iddialara rastlamak mümkün değil sanırız. Medyanın sorgulandığı ve çıkış yollarının arandığı bir dönemde, "Basın Meslek İlkeleri"nin tam metnini sunuyoruz. İşte, "Basın Meslek İlkeleri": İletişim Özgürlüğünü ülkemizde insanca yaşamanın, saydam bir yönetime kavuşmanın ve demokratik sistemin temel koşulu sayan biz gazeteciler: Kanun koyucunun veya öteki kurum ve kişilerin, İletişim Özgürlüğünü kısıtlamalarına, her zaman ve her yerde karşı çıkacağımıza kendi özgür irademizle söz vererek; İletişim Özgürlüğünü, Halkın,Gerçekleri Öğrenme Hakkı'nın bir aracı sayarak; Gazetecilikte temel işlevin, gerçekleri bulup bozmadan, abartmadan kamuoyuna yansıtmak olduğunu göz önünde tutarak; Basın Konseyi'nin kendi çalışmaları üzerinde hiçbir dış müdahaleye izin vermeme kararlılığını vurgulayarak; Yukarıdaki bölümü de içeren Basın Meslek İlkeleri'ne uymayı, sözünü ettiğimiz temel inançlarımızın bir gereği saydığımızı, kamuoyu önünde açıklarız. 1- Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz. 2- Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapılamaz. 3- Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez. 4- Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez. 5- Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz. 6- Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanamaz. 7- Saklı kalması kaydıyla verilen bilgiler, kamu yararı ciddi bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanamaz. 8- Bir basın organının dağıtım süreci tamamlanmadan o basın organının özel çabalarla gerçekleştirdiği ürün, bir başka basın organı tarafından kendi ürünüymüş gibi kamuoyuna sunulamaz. Ajanslardan alınan özel ürünlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilir. 9- Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse "suçlu" ilan edilemez. 10- Yasaların suç saydığı eylemler, gerçek olduğuna inandırıcı makul nedenler bulunmadıkça kimseye atfedilemez. 11- Gazeteci, kaynaklarının gizliliğini korur. Kaynağın kamuoyunu kişisel, siyasal, ekonomik vb. nedenlerle yanıltmayı amaçladığı haller bunun dışındadır. 12- Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır. 13- Şiddet ve zorbalığı özendirici yayın yapmaktan kaçınılır. 14- İlan ve reklam niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir. 15- Yayın tarihi için konan zaman kaydına saygı gösterilir. 16- Basın organları, yanlış yayınlardan kaynaklanan cevap ve tekzip hakkına saygı duyarlar. Görülüyor ki, sadece "Basın Meslek İlkeleri"ne uyulsa bile, medya daima gerçeklerin yanında olur ve hem şeffaflığını hem de saygınlığını korur.