Ben annemi hiç tanımadım...

A -
A +
“Boşanmışlar. Seni de bir buçuk yaşında yuvaya bırakmışlar. Bir daha ne aramış ne sormuşlar...”
 
Yetiştirme yurdunun müdürü Necati Bey, ayağa kalktı. Çekmecelerin birinden anahtar çıkardı. Dosya klasörlerinin bulunduğu bölmeyi açtı.
-Sana gösteremem. Ama neyi merak ediyorsan sor bakalım, dedi.
-Anne ve baba ismimi… Niçin burada olduğumu… Ve varsa adresimizi?
-Hımm. Demek ailene mektup yazacaksın?
-Hayır, sadece merak ettim...
Necati Bey dudak bükerek cevap vermeden klasörü açtı. Benimle ilgili sayfaları karıştırdı. Parmağını bir sayfaya bastırdı:
Anne adı: Zehra… Baba adı: Necdet… Boşanmışlar. Seni de bir buçuk yaşında yuvaya bırakmışlar. Bir daha aranıp sorulmamışsın. Adres ise yok…
Derin bir nefes aldığımı hatırlıyorum.
-Teşekkür ederim hocam.
Necati Bey dosyayı açık tutarak biraz da şaşırmış hâlde mırıldandı:
-Bu kadar mı?
-Evet Hocam, ben sorumun cevabını aldım. Yeterli.
Çavuş lakaplı arkadaşım Süleyman bana döndü:
-Ne oldu şimdi, hiçbir şey anlamadım?
-Aldırma Çavuş, hadi çıkalım buradan.
Az önce benim öğretmenler odasına gitmeme sebep olan duygu ve hissiyat, acaba az önce o küçük Mehmet’i ağlatan o “malum” söz müydü?  Anası babası belli olmak bu kadar mı önemliydi?
Ancak şu var ki, kafamı kurcalayan bu tür sorular, yaşadığım sürece beynimi çimdikleyecek gibi görünüyordu.
Allah’ım acaba bir gün olup da bu içimi kemiren bütün bu meraklarımın cevabını bulabilecek miyim?
Sanıyorum, bunu zamana bırakmak en iyisiydi... Ama nasıl bırakacaksın? Bırakabilecek misin? Çünkü… Ben annemi hiç tanımadım. Anne kucağı nedir bilmiyorum. Yüzünü hiç görmedim. Güzel miydi bari? Nasıl bir yüz yapısına sahipti kim bilir? Bana benzer miydi? Ya da ben benzer miyim anneme?..
Zihnimde tek bir kare görüntüsü bile yok. Anne sadece filmlerde gördüğüm bir figür benim için… Bir çocuğun annesine sımsıkı sarılıp ağladığı ya da sabır sınırlarını zorlayacak derecede annesine nazlanışı bize çok yabancı.
Acaba annem olsaydı, ben de ona sığınıp şöyle doya doya ağlar mıydım içimin göynüdüğü vakitlerde? Annemin olduğu bir evde beni severler miydi? Bilmiyorum. Çünkü o duyguya da çok ama çok uzağım.
Odadan dışarı çıktığımda zorluyorum yeniden çocuk beynimi… Zihnimdeki tüm hatıraları zorluyorum… Bölük pörçük görüntüler hafızama konmaya başlıyor… Hayal meyal hatırladığım bir kadını zihnimde tanımaya çalışıyorum… DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.