“Ben onun eşini tanıyorum. Onun bu sosyetik kadınla ne işi var? Ne işler çeviriyor bu herif?" demeye başladı!..
Bir gün eşimle hastaneye gitmiştik. Hastaneden tam ayrılırken tanıdık birisiyle karşılaştık. Daha doğrusu o beni görmemişti ama ben onu görmüştüm. Annemin evinde kiracı olarak kalan kiracımızdı. Yanında sosyetik bir bayanla bir masaya oturmuş, çay içiyor konuşuyorlardı.
Görmezden gelip geçse miydim? Ya da bir merhaba deyip geçmem mi uygun olurdu? Ne de olsa kiracımızdı. Görmezden gelmek belki yanlış anlaşılırdı. Bir merhaba deyip geçmek istedim:
“-Abi nasılsın?” dedim.
O ise beni aniden karşısında görünce ayağa doğru fırladı. Şaşırmıştı. Gözleri kocaman kocaman oldu. Kekeleyerek “sağ ol abi, siz nasılsınız?” diye karşılık verdi.
“İyiyiz, biz de hastaneye gelmiştik.”
“Geçmiş olsun”
Bu şekilde bir iki hal hatır sorduktan Sonra ben “görüşmek üzere” diyerek otoparka doğru ilerlemeye başladım.
Hanım, "kimdi o?" diye sordu.
Ben de "annemin kiracısı" diye karşılık verdim.
Bu sefer eşim:
"Ben onun eşini tanıyorum. Onun bu sosyetik kadınla ne işi var? Ne işler çeviriyor bu herif?" demeye başladı.
Bunun üzerine eşimi susturdum:
"Ben kendimden şüphe ederim, ondan şüphe etmem. O çok değerli bir insan. İş görüşmesi yapmak durumunda kalmış olabilir" şeklinde cevap verdim...
Neyse sonra eve döndük.
Ertesi gün kiracı beni aradı:
"Abi sana hiç yakışıyor mu? Bir insanı karalamak bu kadar kolay mı? Beni bir kadınla gördün diye hemen annene yetiştirmişsin. Hiç Müslümana suizan yapılır mı? " diye söylenmeye başladı.
Oysaki ben eşimi dahi susturmuş ve bir fitneyi daha başlamadan bitirmiştim. Şoke olup kaldım...
Meğer annem bizden habersiz bu görüşme ve konuşmayla alakasız bir şekilde kiracıyı aramış:
“Evi boşaltın ben taşınacağım” demiş.
Gerçekten de annem başka bir ilçede yaşıyordu ve çocuklarına yakın olmak için ikametini değiştirecekti. Evi boşaltın diye araması da tam de bu ters zamana denk gelmiş.
O ise annemin bu taşınmasını tamamen kılıf olarak görmüş ve benim gördüklerimi anneme yetiştirip onu evden attırdığımı düşünmüştü.
Neyse ona annemin zaten taşınacağını, bu durumdan zerre kadar haberi olmadığını, zaten bir Allah'ın kuluna bu olaydan bahsetmediğimi, hanımı dahi kesin tembih ettiğimi anlatsam da, nafile... Bunlara onu inandıramadım.
Zerre kadar kalbimden suizan geçirmediğim bu insan bana karşı suizan etmişti. Hayret ki ne hayret…
İsmi mahfuz-İstanbul