Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Isparta''dan Asiye Topuz''un hatırasını yayınlamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Okurumuz çok yakını olan bir genç kızın yaşadıklarını kaleme almış, bazı sebeplerden dolayı da isimleri değiştirdiğini belirtmişti. Hatırada söz konusu olan Feride, elektrikçi olduğunu söyleyen, ama hiçbir mesleği olmadığı gibi eroinman biri olan Hikmetle bilmeden evlenmiştir. Acı ve çile dolu başlayan bu yanlış evlilikten bir de kızı olur. Ama bu evlilik yürümez ve ayrılırlar. Fakat kocası Hikmet peşini bırakmaz... "Yolda önüne geçen Hikmet, Feride''den kızını geri alacağını söylemişdi. Hatta daha ileri giderek, evinin önüne gelip ağza alınmayacak hakaretler savurup, evin camını taşlamış, tehditler yağdırmaya başlamıştı. Oysa Feride hayatta bir tek kızı için yaşıyordu. Bu acılar içinde Derya 2.5 yaşına girmişti. Feride''ye Hikmet''den kurtulmanın tek yolunun yeniden evlenmek olduğunu salık verdiler: -Evlenirsen, yeni eşin sana kol kanat gerer. Bu adamın tacizlerinden kurtulursun. Genç kadın ikinci bir evliliğe hazır değildi. Kimseye güveni kalmamıştı. Ama bu adamın saldırılarından kurtulmak için de başka çıkış yolu yoktu. Feride ikinci kez evlendi. Hem de hiç korktuğu gibi olmamıştı bu evlilik. Çünkü yeni eşi, Hikmet''in aksine çok iyi bir insandı. Gerçekten Feride''yi yaşadığı acı olaylardan kurtarmaya mutlu etmeye çalışıyordu. Üstelik hiçbir kötü huyu da yoktu. O kadar mutlulardı ki sanki Feride yeni doğmuştu. Önceki yaşadıklarını hatırlamak şöyle dursun, onların adını bile anmıyordu. Ama bu mutluluğu kısa sürmüştü. Çünkü Hikmet, Feride''yi can evinden vurmuş, hiç beklemedikleri bir şey yapmıştı. Birgün işte iken duyduğu bir acı haberle yığılıp kaldı Feride. Kızı Derya''yı kaçırmıştı Hikmet... Feride deliye döndü. Yeni eşiyle birlikte konu komşu, hısım akraba ne varsa aradılar. Karakollara şikayette bulundular. Ne yapıp ettilerse de ne Hikmet''e ne kızı Derya''ya ulaşabildiler. Hikmet kızını da alarak izini kaybettirmişti. Kukaltan kulağa yayılan acı haber Feride''ye ulaştığında, kadıncağızın yüreği bir kez daha kavruldu. Hikmet, Derya''yı başka bir yere evlatlık olarak satmıştı. Artık Feride kızına kavuşma umudunu hepten yitirdi. Bu acıyla nasıl yaşayacaktı? Onu dünyaya bağlayan bir tek Derya''sıydı çünkü. Kaderin cilvesine bakın ki, bu acı içerisindeyken ikinci kez anne olacağını öğrendi Feride. Elbette evlat hasretiyle yanıp kavruluyordu. Onu unutmak elbette mümkün değildi. Ama yeniden anne olacağı için de sevinivermişti. Sanki bu haber, bir teselli gibi gelmişti. Kızının kaybolmasıyla yaralanan ve bağrına taş basan anne, yeni doğan çocuğuna da Kader ismini koymuştu. O da bir kız çocuğuydu. Onu da Derya''sı gibi öpüp kokluyordu. Ama kızı Derya''yı asla unutturmuyordu Kader. Öyle ki, Kader''e ne alıyorsa, sanki hemen geliverecekmiş gibi Derya''ya da alıyordu. Hatta çeyiz yaparken bile iki kızı için birden yapıyordu. Çünkü hergün kapı açılacak ve kızı içeriye girecekmiş gibi bekliyordu yolunu. Bu umut ve bekleyiş 18 sene sürdü. 18 sene sonra duyduğu bir haber onu biraz umutlandırdı. Söylenildiğine göre kızı Antalya''ya gitmişti. Antalya''da bir kasabada, bir ailenin yanındaydı. Ama hangi aile? Acaba doğru bir haber mi? Çünkü gerçek bilgiye sahip olan Hikmet yaşadığı hayatın sonucu olarak bir kavgada bıçaklanarak öldürülmüştü. Onun sonunun böyle olacağı belliydi. Feride hiç üzülmemişti. Fakat ölürken, arkasında kapanmaz yaralar, karanlık olaylar bırakıp gitmişti. "O öldü gitti. Ama ben hergün ölüp ölüp diriliyorum" diyordu Feride. Çünkü kızı Derya''nın hasreti gün geçtikçe yüreğinde kor gibi yanıyordu. Bu hasret tam 18 sene sürdü. Aradan 18 yıl geçmiştir. O gün bugündür, halen Feride, Derya''ya kavuşmuş değil. Sürekli kızını sayıklayan, ona kavuşma ümidini kesmiş olsa da, onu unutamayan çileli annenin hayattaki tek arzusu şudur: "-Artık acılarla yaşamaya alıştım. Yanayım, kavrulayım ama kızımı bir kerecik göreyim, sarılayım. İster anne demesin bana. Bulunduğu yerde mutluysa öyle kalsın. Yeter ki bir kez göreyim. O benim çektiklerimi çekmesin, ama bilsin ki yıllardır annesi hep acı çekti, hep onu özledi."
ÖNE ÇIKANLAR