Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Tokat /Turhal''dan Semih Tüccar''ın hatırasını yayınlamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Okurumuz, öğrencilik yıllarında Şanlıurfa Siverek''te, eski mafya babası şimdilerde tövbekâr Piyo Mehmet adında yaşlı biriyle tanışır. Arkadaşlarıyla birlikte onun hatıralarını dinlemeye bayılırlar. Piyo Mehmet bir gün, Siverek''te uzun bıyıklı bir adama yaptığı muziplikleri anlatır. Adamı kahvede yalnız gören Piyo Mehmet, devletin bıyık parası verdiğinden söz ederek, "Senin bıyıkların çok uzun. Neden komisere ölçtürüp de bıyık paranı almıyorsun" der. Bıyıklının, ne komiserin huyundan ne de bu işin oyun olduğundan haberi vardır... "Adamı bir güzel doldurup karakola gönderdim. Ben de karakolun karşısındaki kahveye geçtim olanları izlemeye başladım. Adam karakolun kapısındaki görevli memurun karşısına geçti bıyığını burarak seslendi: -Komiserle görüşmek istiyorum. Görevli memur sordu: -Ne yapacaksın komiseri? -Hiiç ben sadece onunla konuşacağım. -Söyle bize biz yardımcı olalım. -Yok, ben komiserden başkasıyla görüşmem. Görevli memur baktı adam laftan anlayacak cinsten değil komserin yanına gitti. Galiba içeride, "Böyle böyle bir adam sizinle görüşmek istiyor" dedi. Komiser de meraktan olsa gerek, "Al içeri bakayım" dedi. Derken efendim, görevli memur adama izin verdi ve bizim bıyıklı karakoldan içeri girdi. Ondan sonra olaylar şöyle gelişiyor: Adam içeri geçiyor. Kendinden emin ve gururlu bir halde bıyığını burarak diyor ki: -Komiserim, anlıyorsun ya, bıyığı uzun olanlara hökümet para veriyormuş. Ben de bıyığımın ölçüsünü aldırmaya geldim. Komiser önce şaşıyor. Ardından "Yok öyle bir şey kardeşim çık git şurdan" diyorsa da, bizimki inat ediyor. Ne de olsa ucunda para var. -Bıyığımın ölçüsünü aldırmadan şuradan şuraya gitmem!.. Bu söz bizim komiseri harekete geçirmeye yetiyor elbet. "Madem öyle otur bakayım şuraya" deyip sandalyeye oturtuyor. Dişlerini gıcırdatarak dışarı çıkıp görevli polis memuruna, bir berber getirmesini söylüyor. Az sonra odadan içeri berber gelince adam durumu anlıyor ama ne çare... Bütün yalvarmaları yakarmaları fayda etmiyor. Bizimkinin bıyığının ölçüsünü (!) alıyorlar. Yani sinek kaydı bir tıraş edip salıveriyorlar. Adam karakolun kapısından çıkarken yüzü kıpkırmızıydı. Ellerini dudaklarının üzerine öyle bir kapatmış ki, sanki kendini anadan üryan sanıyor. O anda beni bir yakalasa, değil "Piyo" olmak ne olursam olayım saldırırdı. O gözden kaybolunca ben de oradan süratle uzaklaştım. Doğrusu birkaç günlüğüne, Siverek''e 35-40 km. mesafede olan Diyarbakır''ın Çermik ilçesine kaçtım. Sonradan duydum ki adam bu olayı namus davası yapmış. Beni gördüğü yerde öldürecekmiş. Beni aldı bir korku. Korkumdan gidemiyorum Siverek''e. Bir iki hafta sonra bir arkadaşımı gördüm. O da Piyo. O da namlı biri. Olanları ona kısaca anlattım. O da "Korkma biz hallederiz" dedi ve beraberce Siverek''e geldik. Adamı yine aynı kahvede otururken bulduk. Adam beni görünce ayağa kalktı. Hemen yanımıza geldi. Elini belindeki silaha atmak üzereyken, arkadaşım elindeki sustalı bıçağı adamın karnına dayadı ve homurdandı: -Eğer, bu adama bir şey yaptığını duyarsam, karnını deşerim. -Ama benim bıyığım. -Bıyık yeniden gelir. Can gelmez. Lafı uzatma, bıyığı uzat. Bunun üzerine adam homurdana homurdana kahveden çıktı gitti. Ondan sonra da olay kapandı." Piyo Mehmet dayının ne hatıraları vardı böyle. Ama şimdilerde sağ mıdır bilmiyorum.
ÖNE ÇIKANLAR