"Bu gelinde bir hâl var!.."

A -
A +
“Ortalık buz kesti… Firdevs, suskunluk sonrası pirinç tepsisini bırakıp ayağa kalktı...”
 
Köyün gençlerinden Fahrettin ile Firdevs evleneli birkaç yıl olmuştu. Köyde genç kızlar ve gelinler töre olarak haftanın belirli gününde bir araya gelip çeyizlik, halı kilim, yastık halı ihtiyacını dokurlardı.
Bu hafta dokunacak halı ipliği için Firdevs’in evine gelmişlerdi. Damın gölgesinde toplanmışlar herkesin elinde bir kirmen diğer elinde yün yumağı, yün eğirmeye devam ediyorlardı. Ev sahibi olan Firdevs ise yemek hazırlığı için tepside pirinç ayıklamakla meşguldü. Fakat hareketlerinde önceden hiç gözükmeyen bir tuhaflık vardı. Rengi soluk, hareketleri donuk, gözleri uzaklara boş bakar hâlde dalgındı. Konuşmaları kesik kesik ve duygusuzdu… Arkadaşlarından birisi “kız senin neyin var?” diye sordu. Firdevs irkilerek “Yok bir şeyim” dedi.
Gelinler onun o hâlini görünce üzerine gitmek istemediler. Konuyu değiştirmek istediler:
“Makine halısı çıktı bizim halıcılık mesleğinin pabucu dama atıldı” dedi birisi. Diğeri söze girdi:
“Eskiden ne güzeldi. Her hafta bir arkadaşımızda halı tezgâhının başına geçer bir yandan çalışır bir yandan mâni söyleyip, türkü söyleyip şen şakrak günün nasıl geçtiğini bilemezdik.”
“Nerede o günler… Şimdi kırk yılda bir, bir araya gelebiliyoruz.”
Bir başkası başka konuya geçti:
“Kızlar mevsim çok yağmurlu geçti. Mevsim geçmeden tarlalarda ebegümeci çıkmıştır, toplayıp böreğini yapmak vaktidir, gidelim mi?” dedi. Soğuk algınlığına anjine sinir sistemine çok iyi geldiğini de ilave etti. Bunun üzerine Firdevs “canım çekti” deyince kadınlardan birisi Firdevs’e dönüp; “Yoksa sen hamile misin?” dedi.
Cevap çok farklı gelmişti:
“Hayır ben gidemem. Siz gidin…”
“Kusura bakma Firdevs, benimki öylesine gardaşım” dedi… Ortalık bir anda buz kesti… Suskunluktan sonra Firdevs, elindeki pirinç tepsisini bırakıp ayağa kalktı:
“Kusura kalmayın, ben içeri giriyorum. Bir su içeceğim” diyerek orayı terk etti.
“Kız gelirken bir sürahi ile bardak getir de biz de içeriz” dediler.
Firdevs evinin kapısına varınca, kendini tutamayıp sessizce ağladı. Odasından içeriye bir gölge gibi süzüldü… Aradan hayli zaman geçmesine rağmen gelinler Firdevs’in elinde bir sürahi ile su getireceği zamanı beklediler. Ama gelen giden yoktu… Mavi isimli gelin kendini tutamadı. “Bu gadında bi hâl var gızlar” dedi…
“Nasıl yani?” DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.