“Hanımı görmesem rahat edemem, diyemiyor da 'bana bakacaktı nerede kaldı' diyor!..”
Amcam Hasan Bayrak Tokat Niksar Ayvalı Köyünde çiftçilikle uğraşan kendi hâlinde iyi bir insandır. Bundan iki sene önce köyde, gece rahatsızlık geçiriyor. Amca oğlu Hilmi “Amca seni doktora götüreyim” dediğinde “yok oğlum ben ölmeye öleceğim, namaz kılarken öleyim” diyor ve başlıyor namaz kılmaya. Namaz kıldıkça amcam rahatlıyor “oh doktora gerek kalmadı” diyor ve serüven bu şekilde başlıyor.
2024'ün Kasım ayında oğlu Hüseyin’in yanına geliyor. Mehmet Akif Ersoy Hastanesinde kalp doktoru Hasan Bey’e gidiyorlar. Tahliller falan derken iki hafta sonra doktor, kalpte 4 damarının tıkalı olduğunu ve acilen ameliyat olması gerektiğini söylüyor. Hazırlıklar yapılıyor. Lakin 3 kez denemede nabız yüksek çıkıyor. Amcam “Doktor Bey keseceksen kes, işim gücüm çok benim” diyor. Doktor da ilaçlarını veriyor ve “1 ay sonra gel” diyor. Amcam 2024 Aralık’ta son hafta geliyor. Tekrar tahliller filan 4 Ocak’a ameliyata gün veriliyor. Bu arada köyden hanımı, Makbule yengemi de getiriyoruz. 4 Ocak günü akrabalar içinde kan verecekler ayarlanıyor. Her şey tamam...
Biz 2 Ocak'ta yengemi amcamın yanına getirdik. O gün yemeler içmeler sohbet muhabbet derken gece yarısı yengem rahatsızlanmasın mı? Durumu kocasına hissettirmeden yanından kalkıyor ama koridora düşüyor. Kalp krizi geçiriyor. Apar topar yengeyi hastaneye yetiştiriyorlar. Anjiyo için alıyorlar. Onun da 3 damarı tıkalı. Şeker hastası. Hemen ameliyata alınıyor.
Bu arada amcam soruyor. “Yahu hanımı bana göz kulak olması için getirdik. O nerede?” Öte tarafta yengem hasta yatağında “beni bırakın, ben iyiyim. Siz herifime bakın” diyor. Oysaki köyde de birkaç defa kalp krizi geçirerek gelmiş İstanbul’a.
Amcamın ameliyatı ağır geçti. Ancak 2 gün sonra kendine gelebildi. Ayılır ayılmaz hemen yengemi sordu. Üzülmesin diye ona hep bir bahane bulduk. Ha gelir ha gelecek diyoruz. Lakin yengemin de stant takıldıktan sonra kanaması durmadı. Yüreğimiz ağzımızda beklerken yengem de tekrar kendine geldi. O yine “beni bırakın herife bakın, ben iyiyim” diyor. Oysa onun durumu daha ağırdı...
Bir hafta geçti. Birbirini göremeden aynı hastanede ayrı yerlerde önce yoğun bakımda kaldılar. Şimdi ikisi de normal servislerinde yatıyor. Doktor Hasan Bey diyor ki: “Buradan çıkmadan inşallah ikisini buluşturacağım. Böyle bir sevgi nadirdir...”
Zeki Bayrak
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...