Bu silahlar neyin nesi?..

A -
A +
"Kapağı açınca, bir kurşunun burgu şeklinde kitabı oyduğunu gördük. Kurşunu bir arkadaşımız hatıra olarak aldı..."

O günler ne heyecanlı, ne samimi günlerdi... Seven Allah için seviyor, gelen Allah için geliyor, veren Allah için veriyordu...
1980 darbesinden sonra idi. Ortalık biraz sakinleşmiş, insanlara sokağa çıkma, kahvehaneye gitme gibi bir rahatlama gelmeye başlamıştı. Biz de ihtilal öncesi yaptığımız gibi ihtilal sonrası da yetkililerden izinli olarak, birkaç arkadaş İslam âlimlerinin kıymetli eserlerinden derlenen birbirinden güzel dinî eserleri insanlara ulaştırmaya çalışıyorduk.
İşte bu Allah rızası için yapılan o semimi hizmetlerde birkaç arkadaş şehrimize komşu bir şehre, bu kitapları insanlara sunmaya, kitap satışına gitmiştik. Gittiğimiz şehirdeki büro başkanı arkadaş -ki şimdi rahmetli oldu, Allah rahmet eylesin- bize dedi ki:
"Benim mahallem 12 Eylül 1980'den önce, anarşist-terörist yuvası idi. Ama ihtilal sonrası oralarda bir temizlik yapıldığını terör estirecek kimselerden temizlendiğini zannediyorum. Satışa oraya gidelim..."
Bir akşam vakti idi. Onların minibüsü vardı. Biz de bizim Anadol taksi ile denilen bölgeye vardık. Caddede sıradan başlayıp kahvehaneleri dolaşmaya, kahvedeki insanlara kitaplarımızı gösterip anlatmaya başladık.
Fakat içimde tarif edemediğim bir sıkıntı vardı. Derken gittiğimiz kahvehanenin birinde, lise çağlarında bir genç yanıma geldi. Beni sinirlendirmek için midir, içindeki nefreti söylemek için midir durduk yerde hâşâ Allah'ı inkâr etme cüretinde bulundu. İster istemez tepki verdim:
"Bu da ne demek oluyor?" gibi üzüntümü ve tepkimi belirten sözlerle cevap verdim.
Hâlimden ve tepkimden çekinmiş olacak ki, defolup gitti...
Satışı tamamlayan arkadaşlarla oradan çıktık. Mahalle çarşısına, park ettiğimiz arabamıza bindik. Diğer kahvehaneye giden minibüsteki arkadaşların dönmelerini beklemeye başladık.
Şoför mahallindeki arkadaşla beraber, arkada iki arkadaş daha vardı.
Bu arada, arka tarafımızdan peş peşe silah sesleri gelmeye başladı. Çok yakından geliyordu. Gayriihtiyari direksiyona doğru eğildiğimi hatırlıyorum. Birkaç el silah sesinden sonra sesler kesildi. Ortalıkta ürperten bir sessizlik oldu. Arabadan indik. Meraklı ve çekingen tavırlarla çevreye bakınıyor orada ne olup bittiğini anlamaya çalışıyorduk. Ortada kimseler gözükmüyordu. Bu pek de hayra alamet değildi... Ne yapacağımızı düşünürken bu arada minibüstekiler de geldiler... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.