Kaydet
a- | +A

“Bu kadar nakit parayı ben şimdi nereden bulurum? Bankada bu kadar para yok!..”

Uzun yıllar önceydi... O zaman masaüstü telefonlar vardı ve santrallerin dâhili hizmetlerinde bir arıza filan olduğunda bizi çağırıyorlardı. Biz de devletin görevi memuru olarak gidiyorduk...

Yine bir gün bir bankanın müdürü aradı ve hatların karıştığını söyleyip dâhili hizmetteki aksaklığı gidermemi istedi. Dışarıdan gelen hattın kendi içinde dâhilî dağılımında sıkıntı varmış.

İlçemiz fazla büyük olmadığı için hemen herkes birbirini tanıyordu... Ben teknik işimi yaparken müdür bey de bir çay söylemişti. Çayımı içerken müdür beyin masa telefonu çaldı. Bir beybaba arıyordu. Karşıdan gelen sesi ben de duyuyordum. İlçenin hatırı sayılır tüccarlarındandı. Diyordu ki hatırlı müşteri banka müdürüne ismiyle hitap ederek:

-Evladım bana şu kadar para hazırla... Bir saate kadar geleceğim bankaya...

Adamın istediği para elbette ki kendi hesabındaki para ama banka müdürü telefonu kapattıktan sonra şaşırıp kalmıştı.

“Arkadaş bu kadar nakit parayı ben şimdi ha deyince nereden bulurum. Bankada bu kadar para yok. Değil bankada komşu ilçelerdeki bankalardan bile bu sürede bu kadar para bulmam mümkün değil.”

Gerçekten de o zamanın parasıyla dudak uçuklatan miktarda bir paraydı... Dedim ki banka müdürüne:

“Allah size kolaylık versin. Ben telefon arızasını giderdim. Haydi Allah'a ısmarladık.”

Hayat sen ne enteresansın. Tabii ki bu konuşulanlar bende kaldı. Kimselerle paylaşmadım etik de değildi hukuki de değildi...

Aradan beş altı sene geçti... Bir sala okunurken duydum ki bu tüccar vefat etmişti... Hayli kalabalık bir cenazesi oldu... Allah taksiratını affetsin...

Bu olayın üzerinden de bir yedi sekiz sene geçmişti... Bir akşam benim rahmetli oğluma misafirdim. Kapı zili çalınınca oğlum kapıya gitti. Biraz sonra elinde bir koca su damacanasıyla geldi. Su siparişi vermiş de gelen sucu imiş...

-Nereden alıyorsun suyu dediğimde oğlum gayet normal bir bayi ismini söyledi ve yine farkında olmadan kim olduğunu anlamam için “Bu sucu kim biliyor musun? Filan tüccar vardı ya onun oğlu.”

Oğluma on on beş sene önce işittiklerimi elbette anlatamazdım. Ama “vay be” dedim içimden... Bir saat içinde istediği nakit parayı bankanın tedarik etmekte zorlandığı varlıklı bir tüccarın oğlunun elinden şimdi benim oğlum su alacak öyle mi? "Düşmez kalkmaz bir Allah" sözünü bir kez daha hatırladım...

Fahri Dizi

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR