Elli sene oldu unutamam...

A -
A +
“Zülküf isimli bir hastabakıcı vardı. Hastaneden taburcu olana kadar benimle ilgilendi.”
 
Ara sıra gelir selam verir, bir çayımızı içerdi. Kendisini tanımam bilmem ama her geldiğinde hâlimi hatırımı sorardı:
“Buraya geldiğimde içim rahat ediyor” derdi.
Yine bir gün ziyaretime gelerek dedi ki: 
-Sizden bir konuda yardım istesem sıkıntı vermiş olur muyum?
-Yapabileceğimiz bir şey ise ne demek, memnuniyetle kardeşim.
-Bir otomobil alım satım işimiz var da bir kimseyle telefonda konuştum. Kendisiyle buluşacağız ama buluşma adresi olarak sizin burayı söylesem olur mu?
-Bizim için bir mahzuru yok, gelsin görüşün, buyurun.
Telefon etti o kimseye. Adresini bizim orasını bildirdi. Nasıl geleceğini tarif etti ve “Bekliyorum” dedi...
Bir müddet sonra beklediği kimse geldi. Misafirimin misafiri benim de misafirimdi. Biz de buyur ettik.
Şahıs geldi birer sandalye çekip oturdular… Ben de büroda işlerimle meşgul olmaya devam ettim...
Bir ara “çayınız varsa bir çay içebiliriz” dedi gelen misafir. Zaten ben de o ezikliğin içerisindeydim. Dedim ki:
-İnan ki çay ikram etme şansım şu an yok. Zaten onun üzüntüsüyle size ne ikram etsem diye düşünüyordum. Eğer kabul ederseniz çekmecemde iki tane bonbon şekeri var, onları ikram edebilirim.
Şekerleri ikram ederken de sordum misafirimin misafirine:
-Nerelisiniz kardeşim?
-Diyarbakırlıyım.
Bir anda gençlik yıllarım geldi gözlerimin önüne… Dedim ki:
-Ben askerliğimi sizin oralarda yaptım biliyor musun?  Diyarbakır Askerî Hastanesinde yattım bir süre… O hastanede Zülküf isimli bir hastabakıcı vardı. Hastaneden taburcu olana kadar benimle ilgilendi. Öyle ki babam bana onun kadar ilgi göstermemiştir, desem yalan olmaz… Allah ondan razı olsun, vefat ettiyse Rabbim gani gani rahmet eylesin. Çok muhterem bir insandı. Hastaneden taburcu olana kadar bir dediğimi iki etmeden bana baktı beni koruyup kolladı…
Misafir anlatılanlardan memnun dinlerken ikisine birden dedim ki:
-İnanın samimi olarak söylüyorum. Ben kendim Uşaklıyım. Bugün ülkede insanların “insan” olup olmadığını değil de aidiyetini sorgulayan bir anlayış türedi. Ben öyle düşünen insanlardan süratle uzaklaşırım. Bakın size aradan 45-50 sene geçmiş olmasına rağmen hiç aklımdan çıkmayan bir insandan söz edeyim... DEVAMI YARIN
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.