Türkiye Gazetesi Hastanesinde, gittiğim birçok diğer hastanede gördüğüm o bunaltıcı, o kasvetli havadan eser yok...
Öyle bir hastane ki orası, bizim olmadığı hâlde "benim hastanem" diyebiliyoruz. Bunu gerçekten hissedebiliyoruz biz.
Rabbim, muhterem insan rahmetli Enver Ağabeyimizden, O’nun kıymetli aile efradından, diğer büyüklerimizden razı olsun.
“Nasıl bir hastane burası?” diye sevinçle bakıyorum. Hastane değil sanki. Taaccübüm, hayretim gitgide artıyor.
Türkiye Gazetesi Hastanesinde, gittiğim birçok diğer hastanede gördüğüm o bunaltıcı, o kasvetli havadan eser yok.
Bir kere bahçesi pırıl pırıl bakımlı peyzaj düzenlemesiyle sanki bir gül bahçesi ya da yemyeşil alanlarıyla âdeta piknik alanı gibi…
Ağaçlar altında havuz kenarında ferah konaklama yerlerinde duyulan kuş sesleri insana tatlı bir huzur veriyor.
Ana bina çevresinde yürüdüğümüz yol sanki bir yürüyüş yolu... Gördüklerimle, baktıklarımla hep, "Ay ne muhteşem bir hastane burası" diyorum içimden.
Hastane içinde en güzel mekânda ve çok sade ve huzur sunan bir dekorla süslenmiş mescidi ibadet edenler için gerçekten itina ile yapılmış.
Bakıp bakıp "maşallah" diyorum hastanemize. Sanki sandalyeleriyle, yer döşemeleriyle, duvarlarının ve tavanın renk uyumuyla ve mimari yapısının genel atmosferiyle bir huzur yayıyor… Hepsine her yöne bakıyorum büyük bir hayranlıkla.
Bir yandan da hayıflanıyorum. "Acaba bu muhteşem hizmeti bizlere sunan bu muhterem insanlara layık olabildik mi?" diye.
Bu muhteşem kurum ki bize sahip çıktı her yönüyle… Yayınlarıyla ve medyasıyla bizleri her bakımdan doğru bilgilendirip huzur veren kurum oldular…
Bizleri düşünüp siteler yaptılar, okullar açtılar, tatil beldeleri inşa ettiler, hastane açtılar ve daha birçok hizmetler yaptılar. Bunları düşündükçe mahcubiyetim artıyor.
Ne çok şey düşünmüşler bizler için?
Bu büyüklerin sahip çıkması meğer bir anne babanın evladına sahip çıkmasına benziyor. Hatta o büyüklerin sahip çıkmaları apayrı bir şey. Ah inşallah o büyüklerin sevgisine biz de mazhar olur; inşallah gönüllerde yer edenlerden oluruz.
Hastanemi gezip dolaştıktan sonra o coşkuyla arkadaşlarıma duygularımı mesaj yazdım.
O güzellikleri herkes duysun herkes görsün diye… Bir an ne yazayım diye düşündüm tabii. Hatırıma güzel gazetemizin, güzel okuyucuları geldi… Onların kıymetli duaları geldi…
Ayşe Y.-İstanbul