Bölük komutanımız bölüğe U düzeni aldırıp konuşmaya başladı. Elinde hakiki bir el bombası vardı.
Sene 1979 Kara Harp Okulu yaz kampındayız. Her türlü piyade silahının eğitimini alıp atışını yapıyoruz. O sene hakiki bomba ile de atış yapılacağı söyleniyor. 1976 yılında bomba atışında bir öğrenci şehit olmuş ve sonraki yıllar bomba atışı yasaklanmış.
Bu vesileyle 1976 yılında el bombası atışında şehit olan Harbiyeli Cezmi Özsezer’e aradan geçen 43 yıl sonra 2019 yılında ailesinin müracaatı üzerine şehitlik belgesi verildiğini internetten tesadüfen öğrendim. 19 yaşında hayatın baharında eğitim esnasında şehit olan bu kardeşimize de Rabbim rahmet eylesin.
İşte bu sene atışlara tekrar başlanacağı söylenince hepimiz çok heyecanlandık. Günlerce eğitim yaptık, nihayet atış günü geldi.
Bomba atış alanına geldik. Bölük komutanımız bölüğe U düzeni aldırıp konuşmaya başladı. Elinde hakiki bir el bombası vardı. “Arkadaşlar daha önce yaşanmış acı hatıranın etkisiyle heyecanlı olduğunuzu biliyorum ama sakın heyecanlanmayın. Günlerce eğitim aldınız. Bu el bombasının pimini çektikten sonra sımsıkı tuttuğunuz mandalı bırakmadığınız müddetçe bomba patlamaz. Pençeleriniz güçlüyse saatlerce bırakmadan böyle bekleyebilir, sonra istediğiniz zaman bombayı fırlatabilirsiniz” dedi.
Bunu derken de bombanın pimini çıkarıp aldı. Pimi çekilmiş bomba ile bölüğün arasında dolaşıyordu. Epey bir süre böyle gezdikten sonra “şimdi pimi geri takıyorum” dedi ve sol eli ile takmaya başladı. O sırada bomba elinden düştü. Düşerken mandalın fırlarken çıkardığı şırraaaak sesi kulaklarımızda çınlıyordu. Hepimiz şoke olmuş, donmuş kalmıştık!.. Bölük komutanımızın kıpkırmızı olmuş yüzünde müthiş bir korku belirmişti. Gözleri büyüdü. Boğazındaki damarları patlayacakmış gibi bir haykırışla “tam siperrrrrrr!” diye bağırdı. Bütün herkes dört bir yana dağılıp tam siper yaptık. 6 saniye sonra bomba patlayacak kim bilir kaç kişi bölük komutanının tedbirsizliği sebebiyle şehit olacaktı. Saniyeler saatler gibi geçiyor ama bir türlü patlama sesi gelmiyordu. Uzunca bir süre devam eden ölüm sessizliğini bölük komutanının kahkahası ve ardından “bölük toplan!” komutu bozdu.
Nasıl olurdu? Bomba patlamamıştı. İnanamaz hâlde kalktık, tekrar toplandık. Bölük komutanı çok neşeli bir şekilde tekrar konuşmaya başladı. Biz hâlen şaşkındık... DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...