“Kardeşim, çok mahzun, çok mütevazı, bir o kadar da Rabbine boyun eğen itaat eden bir kuldu...”
Yağmura aldırmadan, üşüyen zayıf bedenimi önemsemeden dışarı çıkmak, ona doğru koşmak, çileli başını omuzuma bastırmak gözyaşlarına gözyaşlarımla ortak olmak istedim...
Yapamadım, dizlerimde derman yoktu… Hiç olmazsa telefonla sesleneyim düşüncesiyle camdan uzaklaştığımda telefonun çaldığını duydum:
“Aloo abla benim...”
Hıçkırıyordu "çok üzgünüm, çok çaresizim" derken zorlanıyordu.
"Biliyorum kardeşim, gözyaşların bana kadar geldi" derken, ben ondan daha iyi değildim.
Aynı anda aynı duygularla birbirimize yakın olmak istemiştik. Onun gözyaşlarının yanık sesini kalbimde hissetmiştim...
Ben onun ablasıydım. Beraberce nice mutlu, bir o kadar da zorlu yıllar yaşamıştık... O bir anneydi; evlatlarına düşkün, onların mutluluğundan başka bir şey istemeyen...
Ben yaş itibariyle daha erken anne olmuştum, onun sevinçlerini, telaşesini çok iyi anlıyordum. Birbirimize uzak mesafelerde de olsak ihtiyacımız olduğunda bir şekilde bir araya gelebiliyorduk...
Kardeşim, çok mahzun, çok mütevazı, bir o kadar da Rabbine boyun eğen itaat eden bir kuldu... Hiç kimsenin iyisine kötüsüne karışmaz, kimseyi kimseye şikâyet etmezdi…
Herkes onun bu güzel huylarına hayrandı…
Kendi gibi masum yüzlü, güzel evlatlarını en iyi şekilde yetiştirmekten başka bir isteği yoktu bu âlemde... Üç güzel adamdı, üç güzel evladı...
Onların okumaları için çok gayret gösteriyordu... Kul ne kadar çaba gösterirse göstersin, ezelde takdir edilen yaşanıyordu… Hem kullar neyin hayırlı, neyin şerli olduğunu nereden bilsin ki!..
Büyük oğlu ve küçük oğlu meslek liselerinden mezun olup hayata atıldılar. Ortanca oğlumuz, gül yüzlü yeğenimiz annesini mutlu edecek üniversite okuyacaktı. Vatana, millete hepimize hayrı dokunacaktır. Çocuksu masum yüzüne, zeki gözlerine baktıkça onun geleceğinden hepimiz ümitlenirdik.
İyi bir aileden elbette ki hayırlı evlat yetişirdi... Babası, demir yollarında iyi bir teknisyendi. Biraz sert mizaca sahip olmasıyla beraber ailesine düşkündü. Onları kimseye muhtaç etmemek, iyi bir gelecek hazırlamak için çok çalışıyordu. Bulunduğu şehrin dışında aylarca evine gelemeden çalışıyordu...
Dinî görevlerini yerine getirmekte de örnek bir babaydı… Helale harama dikkat eder, evlatlarını helal beslemenin gayretiyle çırpınırdı. Ama insanoğlu, nerede hata yaptığını bir türlü anlayamıyor…
DEVAMI YARIN