"Keşke bana hep sen baksan”

A -
A +

“Ramazan Bayramı geldi. Eşim ve ben o yalnız kalmasın diye bayramı da onun yanında geçirdik...”

 
Görümcemin çok hasta olduğunu öğrenen eşim, hemen hastaneye koşmuş. Orada da hastalığını öğrenince çok üzülmüş. Çünkü çok hızlı yayılan amansız bir hastalıkmış.
O kadar üzüldüm ki psikolojim bozuldu. O orada hasta iken ben evimde rahat rahat yemek bile yiyemedim. Eşime “ben ablamı çok severim. Hiç olmazsa 15 gün ona bakacağım” dedim ve hazırladım valizi. Kaldı ki kızıma bile gitmemiştim, ona bu vefayı göstermek için düştüm İstanbul yollarına…
Gittim baktım görümcem yatalak… Canı ne istediyse pişirdim… Tedirgindi. Benim yemeklerime bayılıyordu. Bu hastalıkta moralin çok önemli olduğunu biliyordum.
“Abla seni yatağından kaldırıp yürüteceğim evini gezdireceğim” dedim.
“Ben yürüyemem” dedi.
“Abla sen felç değilsin ki” deyince kendine ani bir moral ve canlılık geldi. Bir kolundan ben bir kolundan eşim tuttuk. Onu her gün bir odasına götürdüm. Ayrıca bakıcısı da vardı. O da ardından lüzum görüldüğünde oturabilmesi için bir sandalye taşıdı.
Ben bir gelin olarak onu çok mutlu ettim, çok sevindi. "Keşke bana hep sen baksan” dedi.
“Gülseren bana evimi kimse gezdirmedi evimi çok özlemişim” dedi ve çok teşekkür etti ve “Keşke hastalığımı kimseye söylemeyip size en baştan söyleseydim ahh ahh, bilemedim” diyordu.
Ara sıra “Gülseren sen bana bakmaya mecbur değilsin” diyordu.
Ben ise ona “Olur mu öyle şey? Sen bizim hastamızsın, mecburuz sana bakmaya” diyerek onu rahatlatıyordum.
Sonra Ramazan Bayramı geldi. Eşim ve ben o yalnız kalmasın diye bayramı da onun yanında geçirdik.
Ablamın biri kız biri erkek iki evladı var. Ne Ramazan Bayramında ne de Kurban Bayramında yanında oldular. Annelerine de bakmadılar...
Çok geçmedi görümcem, gözü yollarda evlat bekleyerek vefat etti...
Biz ağlayıp sızladıktan sonra memlekete döndük. İki üç ay sonraydı… Evime bankadan kâğıtlar gelmeye başladı. Açıp bakıyordum içinden hep borç çıkıyor.
Eşim 35 bin lira para çekmiş ve bu borç faizi ile birlikte 50 bin lira olmuş. Benim için bu büyük bir faciaydı.

“Bu parayı neden çektin?” dedim. Çünkü evimize en ufak bir yeni eşya bile girmedi. Bana önce “telefon dolandırıcılarının tuzağına düştüğünü, oğlumun kimliğinin ellerinde olduğunu, terör suçundan atanacağını vs. söylediler” dedi. Ama bana inandırıcı gelmedi bu… DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.