Isparta''dan Asiye Topuz''un hatırasını yayınlamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Okurumuz çok yakını olan bir genç kızın yaşadıklarını kaleme almış, bazı sebeplerden dolayı da isimleri değiştirdiğini belirtmişti. Hatırada söz konusu olan Feride, elektrikçi olduğunu söyleyen, ama hiçbir mesleği olmadığı gibi eroinman biri olan Hikmet''le bilmeden evlenmiştir. Acı ve çile dolu başlayan bu yanlış evliliği bitirmek isterken hamile olduğunu öğrenen Feride, belki çocuklarının hatırına kocasının düzelebileceği umuduyla biraz daha sabreder. Çocukları olur ama Hikmet''te hiçbir değişiklik olmaz... "Acılı anne, çocuğuna yine tek başına bir isim verdi. İsmini Derya koydu kızının. Evet, Derya''nın dünyaya gelmesi bile Hikmet''i değiştirmemişti. Onun için varsa yoksa eroin, içme, kavga ve güzel Feride''yi dövmek... Ne babalık duygusu ne de çocuk sevgisi asla yoktu Hikmet''te. Feride kaderine boyun eğiyor, yavrusu için katlanmaya, yaşamaya ve gözyaşları içinde de olsa kızını büyütmeye çalışıyordu. Ama gün geçtikçe takati tükenmeye başlamıştı. Çünkü bir anne olarak kendine yapılan çileden öte, çocuğunun sefilliğine dayanamıyor, "Ben mahvoldum, ama kızımın mahvolmasını asla kabullenemem" diyordu. Artık, bu işin sabredilecek yanı kalmamıştı. Evlendiği günden beri, kan kustuğu halde, kızılcık şerbeti içtim misali derdini herkesten gizleyen Feride, artık ağabeylerine konuyu açmaktan başka yol bulamamıştı. Ve birgün evlendiği günden beri zehir olan günlerini ve yaşadıklarını tek tek anlatmaya başladı erkek kardeşlerine. Kardeşleri duyduklarına inanamazken, Feride de kendini iyice koyvermiş, yılların acısını boşaltırcasına hıçkırıklara gark olmuştu. Hem ağlıyor hem anlatıyordu. Saatler süren dertleşmenin ardından Feride biraz olsun rahatlamıştı ama, bu kez kardeşleri bilenmeye başlamıştı Hikmet için: -Bunu nasıl yapar bizim kardeşimize. Bunu onun yanına bırakır mıyız biz?!. Ve çaresiz bir kadına kalkan eller, Feride''nin kardeşlerince hesaba çekilmişti. Hikmet''i çağıran kardeşleri, çok açık ve net bir şekilde ikaz ettiler: -Bu yaşananlar bir daha cereyan ederse, seni yaşadığına pişman ederiz unutma! Eyvaah, karşılarında delikanlı biri var zanneden kardeşler hayal kırıklığına uğramışlardı. Ha Hikmet''e ikazda bulunuyorlardı, ha oduna. Hikmet kendinde değildi çünkü. Gözleri bakıyordu ama ruh kalmamıştı. "Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" sözü gereğince, birkaç kez ikaz ettikleri halde yola gelmeyen Hikmet''e, yine akıllanması için dayak bile atmışlar, dişini bile kırmışlardı. Ama Hikmet''in insanlığı kalmamış ki dayaktan anlasın. Baktılar ki olacak gibi değil. İki gözü iki çeşme ağlayan bacılarının yanına geldiler: -Bacım, bu adamdan sana hayır gelmez. Kendine hayrı yok bunun. Düzelir diye yanında kaldığın sürece acı ve çile çekmeye de hazırlıklı olman lazım. -Ama çocuğum? -Tamam da, bu adamda insanlık kalmamış. Sadist mi desek, hayvanlaşmış mı desek bilemiyoruz. Günübirlik aklına ne eserse onu ele geçirmek için her türlü deliliği yapar. Bir şey yapacakken işin sonunu düşünen biri değil. -Peki ben ne yapacağım şimdi? -Zararın neresinden dönülse kardır. Bu adamdan ayrılman senin için en hayırlısı olacak. Feride ne kadar boşanmak istemese de, başka çıkar yol göremeyince mecbur olup boşanma için dava açmıştı. Kızının velayetini de kendi üzerine almak istiyordu. Nitekim davayı dinleyen hakim de, kızın velayetini anneye vererek bu evliliği bitirmişti. Bir an kendini boşlukta zanneden Feride, ailesinin de yardımıyla kendine geldi. Acılı günleri geride bırakmak ve yeni yepyeni bir hayat kurmak istiyordu. Bu amaçla, önce iş aradı Feride. Çevredekilerin de yardımıyla, bir fabrikada iş buldu. Ama nerede kalacaktı? İnsan yükü çok ağırdı. Kimse kimsenin evine sığmıyordu gerçekten. Hayatın gerçeği buydu. Dolayısıyla kendine göre iki odalı bir ev tuttu. Annesinin evine yakındı tuttuğu ev. Minik kızı Derya''yı işe giderken annesine bırakmak bile büyük bir kolaylıktı. Şimdi hayata tek şey için tutunuyordu Feride, kızı Derya için. Derken bu mutluluk çok sürmedi. Eroinman Hikmet, nasıl olduysa Feride''nin izini bulmuş ve birgün yoluna çıkmıştı. Şok oldu Feride. Eski günlere dönecekmiş gibi titredi: -Ne istiyorsun benden? -Kızımı senden alacağım! Devamı yarın

