"Kolejin papazı ile karşılaştım!"

A -
A +

“Benim okulum da dünyanın en saygın üniversitesiydi. Kuruluşu XII. Yüzyıla inen bir müessese...”

Size tanınmış akademisyen-yazar Prof. Dr. Mim Kemal Öke’nin ilk kez Konya’da yerel bir gazetede yayımlanan ve her paragrafı anlam yüklü, düşündüren ibretlerle dolu hatırasını gönderiyorum:
İmanı ibadetle tamamlamak gençlik yıllarıma nasip oldu. “Bu eşiği geçişim, gurbetteki eğitimim sırasında, kendimle yüzleşme ile başladı” gibime geliyor.
Avrupa’da Pazar günleri Hıristiyanların ibadet günleridir. Kilise çanlarıyla başlayan bu günde, Hıristiyanlar en temiz elbiselerini giyerek, ailece kiliselere koşarlar. O gün spor müsabakaları, hatta bazı yerlerde barlar, restoranlar bile kapalıdır. İşte böyle bir ortamda yedi yıl yaşadım ben…
***
Pazarları dinlenme günümdü. Ama yapacak bir meşgale bulamaz; kendimi bu haftalık teneffüs sürecinde, yalnızlaş(tırıl)mış hissederdim. Hatta biraz da galiba, Hıristiyanlara bakar onların o günü ulvî bir atmosfer içinde geçirmelerini kıskanırdım.
O zaman sormaya başladım kendime;
“Sen nesin?”
Dinin kişinin kimliğinde temel taşı olmasını kavramıştım çok şükür.
Ama ya ben?
Evet, ailem daha küçükken bazı sure ve âyetleri ezberletmişti.
Hatta “yatmadan önce Allah’a dua etmem” de tembihlenmişti.
İyi niyetli ebeveynlerim şehirli uygarlık içinde büyüttükleri evlatlarını, âdeta “Protestanlaştırılmış bir din telâkkisi” içinde, “modern” Müslüman olarak görmeyi arzuladıklarından olsa gerek, “kabahat de ibadet de gizlidir” zihniyetiyle, Allah’a gecenin o ıssızlığında el açmamızın uygun düştüğünü belletmişlerdi bana.
Din şahsi, belki de mahrem bir olguydu onlara göre…
***
Üniversite ise sorgulama insiyakı açar insanda. Benim okulum da dünyanın en saygın üniversitesiydi. Kuruluşu XII. Yüzyıla inen bir müessese.
Akademik hayatın gerçekleştiği bir âlem vardı, bir de günlük yaşantının geçtiği müstakil kolejler…
Her biri bir Hıristiyan azizin ismini taşıyan bu kolejlerden birinde kalıyordum. Kolejlerin her birinin bünyesinde “chapel” dedikleri kilisecikler bulunuyordu. Bu kiliseler tarihî özellikleriyle hem bir turist uğrağı, hem de öğrenciler için tahsis edilmiş tapınaklardı.
Üniversite açıldıktan sonra, kolej yetkilileriyle öğrencilerin tanışma çaylarından birinde, kolejin papazı yanıma geldi.
“-Siz kimsiniz?” dedi. “Biz sizinle chapel’de hiç karşılaşmadık!” DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.