“Hepimiz şaşırdık. Çünkü kozalak için bugüne kadar helallik isteyen kimseyi görmemiştik!..”
O sene içinde öyle güzel çalışmalar yaptı ki, ben en iyi öğretmenin örnek olarak alınabileceğini bu öğretmenimden öğrendim.
“Önce yaşa örnek ol, sonra seni takip ederler...” Onun gibi bir öğretmen olmak için ben de çok çalışmaya başladım. Öğretmen olmak istedim.
Gündüz üçü on geçe ders bitiyor, eve dönüyorduk. Hayvanlarımıza bakıyor, akşam yemeğimizi yiyor tekrar öğretmenimizin ücretsiz açtığı kursa koşuyorduk.
O zamanlarda fotokopi, bilgisayar, hatta teksir makinesi bile yoktu. O tek parmakla daktiloda beşer nüshalı test karalar ve bizi yatılı okul sınavlarına hazırlar; okulun sobasını bile o yakardı.
Ara sıra bize; “Benim beş dakikalık işim var” derdi, vakit namazını kılardı. Namaz kıldığını da kimseye göstermezdi. Tabii son haftaya kadar…
Son haftadan önceki pazar hepimizi Görecik Yaylası’na yürüyerek pikniğe götürdü. Orada piknik yaptık, yemek yedik, top oynadık ama hepsini düzen içinde… Çünkü hocamız her hareketi her tavrı bize güzel bir örnekti.
Dönüş yolunda da bize “Çırpınırdı Karadeniz” marşını öğretti. Artık nahiyeye yaklaşmıştık. Bizim tarlaya geldik. “Biraz dinlenelim” diye oturduk. Kalkarken bana döndü:
“Ramazan, çam kozalaklarından biraz alacağım. Annene babana söyle helal etsinler” dedi.
Hepimiz şaşırdık. Çünkü kozalak için bugüne kadar helallik isteyen kimseyi hiç görmemiştik.
“Peki hocam söylerim” dedim.
Ellerimizdeki poşetlere beşer onar kozalak koyup okula geldik. Öğretmenimiz okulun boş bir odasında kalıyordu. Oraya bıraktık. Banyo kazanını tutuşturmada kullanacaktı.
Bir hafta sonra tayini çıktı, gidecekti:
“Üç yıl bize ders verdiniz hocam, bize hakkınızı helal ediniz” dediğimizde bize yine bir ders verdi:
“Yirmi beş yaşınıza girdiğinizde, Bursa’ya geldiğinizde sizi göreceğim. Eğer doğru dürüst, imanlı gençler olmuşsanız hakkım hepinize o zaman helaldir” dedi.
On beş yaşında idik. O bizlerden şefkatli elini çekmiyor, bizi izlemeye, bize hedef göstermeye devam ediyordu.
Benim de hedefimde öğretmen olmak vardı. Lise ve Yükseköğretmen Okulu derken eğitimimi tamamlayıp iki yıl merkez köylerde sonra da Orhaneli’de görev yaptım. Bursa’ya geldiğimde Temiz Caddesinde, hocamın uğradığı bir mekân vardı. Acaba hocam orada mıydı?
DEVAMI YARIN