“Bedriye Teyze gözden kayboluncaya kadar arkasından bakıp endişe ve dualar ederek evimize döndük...”
Babamın iş arkadaşı Hasan Ağabeyin annesiydi Bedriye Teyze. O zamanlar Babam ile Hasan Ağabey Guleman’da krom madeninde çalışıyordu. Ama babamın tayini Maden ilçesine çıkmıştı. Ailece görüştüğümüz Hasan Ağabeyin annesi Bedriye Teyze de bu dostluk sebebiyle bir günlüğüne annemleri ziyarete Maden ilçesine servis otobüsüyle gelmişti.
Ertesi gün de yine otobüsle dönecekken diz boyu kar yağdığı için yollar kapanmıştı. Ama Bedriye Teyze, üç çocuğu ve kocası evde merak eder diyerek mutlaka dönmek istemişti.
Karayolunun karla kapalı olduğunu söylediğimizde de “Ben de Guleman ile Maden ilçesi arasında Krom cevheri taşıyan teleferiklere binerek giderim” deyivermişti.
Havada araç arızası olursa donma tehlikesi vardı. Üşütüp hasta olma tehlikesi zaten neredeyse kesindi. Bütün bu risklere rağmen ısrarı karşısında çaresiz kaldık ve krom teleferiğine bindirdik Bedriye Teyze’yi…
O karda kışta, vagon şeklindeki teleferik içinde gözden kaybolana kadar baktık arkasından… O yıllarda cep telefonu, anlık iletişim araçları vb. yoktu tabii ki.
Teleferiğin Maden ilçesinden Guleman’a varış süresi normalde iki saat sürüyordu. O korunaksız, korumasız, can taşımadığı için hiçbir tedbir alınmamış koca bir kutuya benzer araç içinde, kadıncağız havada iki saat tek başına gidecekti.
Allah’ım bu ne cesaret, bu ne tevekkül. Ya da canını ne kadar hiçe sayma hâliydi?
Çünkü maden cevheri taşımak amacıyla yapıldığı için hiçbir can güvenliği ısı tertibatı vs. düşünülmemişti. Şimdiki aklımla düşünüyorum da teleferiğe binmeyi o istese bile yetkililer nasıl izin vermişti?
Neyse Bedriye Teyze gözden kaybolunca kadar arkasından bakıp “keşke gitmesiydi”, “İnşallah başına bir hâl gelmez” “Rabbime emanet” gibi endişe ve dualar ederek evimize döndük.
Nice zaman sonra haber aldık ki Bedriye Teyze çok şükür Guleman’a ulaşmış… Ulaşmış ama bir hafta komada yatak döşek yatmak zorunda kalmış. Üşütmüş, soğuk iliklerine kadar işlemiş…
İğne ilaç doktor derken tabiri caiz ise ölümden dönmüş…
Tabii teleferik havada arıza yaptı da mı üşüttü, yoksa iki saatlik yolculukta mı üşüttü orasını bilmiyoruz.
Bugün böyle bir anne, böyle bir ev hanımı ve canını hiçe sayacak kadar “evim” diyen bir insan var mıdır merak ediyorum!..
Necdet Akman-İstanbul