Naciye öğretmenim…

A -
A +

Dış görünüş, insanları yanıltır bazen. İyi sanırsınız; güler yüzüne, tatlı sözlerine bakıp tahmin edemezsiniz; içten pazarlıklı biri olduğunu. Bir punduna getirip ayağınıza çelme takacağını…

 

Tersi de doğrudur bunun. En küçük bir yanlışlığımızı görünce dostça uyarır, iyiliğimiz için eleştirir, yüzümüze karşı söyler de yanlışımızı, kötü niyetli sanırız biz onu.

 

Ne yazık ki çoğumuz, iyi niyetli bu tür insanları değil de, yanlış da yapsak bizi hep alkışlayanları dost sanırız. Dolayısıyla bizi gerçekten sevdiği için, farkında olmadan yaptığımız en küçük yanlışları bile bize yakıştırmayanlardan uzak durmayı yeğleriz hep.

 

En büyük yanlışlarımızdan biridir bu. Dost bildiklerimiz bunları söylemezse, nereden bilebiliriz?

 

Niçin mi böyle bir giriş yaptım bugün? Aksu Öğretmen Okulu’nda 3. Sınıfta Türkçe dersimize Naciye Aybastı öğretmenimiz girerdi… Bizden biraz uzak durur gibiydi öğretmenimiz. Arkadaşlarımı bilemem de, soru sormaktan çekinirdim ben kendisine.

 

Söz gelişi, okulda tüm sınıfların katıldığı bir şiir okuma yarışması yapılmıştı da, boyuma posuma bakmadan ben de katılmıştım bu yarışmaya.

 

İki gün sonra, Türkçe dersimiz vardı, iki saat üst üste. “Acaba o yarışmadan söz eder de olumlu ve olumsuz yanlarımı söyler mi?” diye boşuna bekleyip durdum. Sanki o yarışmayı izlememiş, sanki jüride yer almamıştı!

 

“Var mısınız çocuklar, bir de sınıf içi şiir okuma yarışması yapalım?” da demedi elbette. Yaklaşık on yıl sonra ben de okuduğum okuluma öğretmen olarak atandığımda birçok öğretmenim gibi Naciye Aybastı öğretmenimi de orada görmeyeyim mi?

 

Öteki öğretmenlerim gibi onun da elini öptüm saygıyla. Hâl hatır sordu, memnun olduğunu söyledi ama işte o kadar!

 

Birkaç ay sonra, öğretmenler kurulunda kimi öğretmenlerin öğrencilere karşı sert tutumunu eleştirmiş, sevgi ve anlayışla yaklaşmamızın daha iyi sonuçlar vereceğini söylemiştim. Özellikle de Ankara’da serbest avukat olarak da çalışan bir matematik öğretmeni “Dünkü çocuk ders vermeye kalkıyor bize! Bu ne haddini bilmezlik!” diye çok kızmıştı bu fikrime… Ondan sonra söz alan Naciye öğretmenim, beni destekleyeceğine “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!” türü bir konuşmayla ortada kalmayı yeğlemişti. Gelelim şimdi, bu öğretmenimin beni çok şaşırtan başka bir yönüne... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.