“Anneme anlattığımda hâlime çok üzülüyor, ‘nereden bulduk bu odun gibi adamı’ diyordu...”
Evlendiğimiz günden itibaren hep evde kendi egemenliğini kurmaya çalışıyordu kocam. Kahvaltıya geç geliyordu, işi olduğunda hiç de geç kalmadığı hâlde. Kahvaltıda çaydanlığa yakın otursa bile bir defa olsun bardağına çay doldurmamıştı. Duş aldığında her şeyi banyoda darmadağınık bırakır çıkar giderdi. Annemler geldiğinde bir “hoş geldiniz” sözünü ağzından iple çekiyordum. Zaten misafirliğe hiç mi hiç gitmez, gitmek istemezdi.
Sanki evde ben yokmuşum gibi davranıyordu. “Niye böyle ilgisizsin bana karşı sen?” diye saçımı başımı yolduğumda bile o hiç umursamaz şekilde “ben ilgisiz değilim, sana öyle geliyor” diyordu. Ondaki bu umursamazlığa, beni yok saymasına çıldırıyordum.
Bebeğimiz olduğunda onunla ilgilenecek diye ümit ettim. Ama hamilelik dönemimde bile bir gün olsun yüzüme gülüp de “bebeğimiz nasıl?” diye merak etmedi.
Buzdolabı gibi adamdı ne olacak… Ben ondan bir defa olsun iltifat edici söz göremedim. Sadece çarşı pazar ihtiyacını görmek miydi kocalık? Sadece ev için lazım olanları almak mıydı? İnsanın insan ile sohbet etmesine hiç mi ihtiyacı yoktu?
Ama o, akşam oldu mu ya geçiyordu televizyonun başına, ya alıyordu eline bir gazete, dünya yansa umurunda olmuyordu. Yatakta uyuduğu günler koltuğunda sabahladığı günlere kıyasla sayılıydı…
Anneme durumumuzu anlattığımda çok üzülüyor, ‘nereden bulduk bu odun gibi adamı’ diyordu.
Bir oğlum olduğunda bile oğlumun sevgisini tam yaşayamadım. Bir defa olsun istediğimi yaptıramamıştım kocama. Çok üzerine gittiğimde “fazla abartma, bak ben sorun çıkartıyor muyum?” diyordu hepsi bu.
Bu sözleri bile beni daha da çıldırtıyordu. Şöyle oturup ağız dolusu hiç kavga edemeyecek miydim ya? Beni adamdan saymaması çok zoruma gidiyordu. Gururuma dokunuyordu.
Bazı arkadaşlarımdan duyuyordum kocalarına her dediklerini yaptırıyorlarmış. Hatta kendinden izinsiz televizyon kanalını bile değiştirmeyen kocalar varmış. Her gün karısını alıp gezdirenler varmış. Ev misafirliklerinden çıkmayan aileler varmış.
Biz ise sabahtan akşama kadar evde koca yolu bekleyeceğiz. Sonra da beyefendi gelip biz evde yokmuşuz gibi bir hayat yaşayacak. Yemek hazır mı hazır... Çay hazır mı hazır… Gömlek ütülü mü ütülü… Oh be… Sonra da bir teşekkür bile etmeden çık git… Yok öyle yağma! Ben ona hizmetçilik yapmak için gelmedim…
DEVAMI YARIN