Okulumuzun babacan müdürü

A -
A +
“Okul müdürümüz çok sert, sinirli, çok disiplinliydi. Hepimiz çok korkardık. Ama biz onu baba o da bizi evladı gibi severdi...”
 
Okulun açıldığı ilk gün herkes pürdikkat ikinci katın balkonuna döndü. Sesler bıçak gibi kesildi. Koca meydan sessizliğe büründü. Okul Müdürümüz ikinci katın balkonundan görünmüştü. Müdürümüz Vahdettin Bey önce kalabalığı uzun uzun süzdükten sonra;
-Çok değerli öğretmen arkadaşlarım, kıymetli veliler ve sevgili evlatlarım, diyerek söze başladı ve devamla;
“1967-l968 öğretim yılını açıyoruz hepimize hayırlı olsun” diyerek okulun durumuyla ilgili uzun bir konuşma yaptı. Okul müdürümüz çok sert, sinirli, çok disiplinliydi. Hepimiz ondan çok korkardık. Ama çok korkmamıza rağmen biz onu bir baba o da bizi evladı gibi severdi. Genellikle matematik derslerine girer, kızdığı zaman sıfır verirdi. Ama o okulda okuyan herkes şimdi bile onu büyük bir sevgi saygı ve hürmetle anıyoruz. Çünkü hepimize emeği geçmiştir. Zaten o öldükten sonra kasabada bir okula onun adını vermişlerdi.                   
Sıra sınıfların belirlenmesine gelmişti. Müdür Muavinimiz Rasim Bey kürsüye geldi, kısa bir konuşma yaptıktan sonra; önce sınıf sonra da isim ve numara ile sınıfların belirleneceğini söyledi.
Hepimiz büyük bir heyecan ve dikkatle onu izliyorduk. Biz birinci sınıflar yeni kayıt yaptırdığımız ve kalabalık olduğumuz için sınıfların belirlenmesi uzun sürmüştü. A, B, C sınıfları bitmiş sıra D sınıfına gelmişti ki bizim Hasan’ın ismi okundu. O da koşarak o sınıfa yürüdü.

Bense orta yerde öyle kalakalmış, arkasından bakıyordum. “Bir an evvel benim de ismim okunsun onunla aynı sınıfta olalım” diye can atıyordum. Ama ne yazık ki onun sınıfında benim adım okunmadı. Onun sınıfında olamayacağım kesinleşmişti. Büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım. O kalabalıkta kendimi yapayalnız, kimsesiz hissetmeye başladım. Bu arada 1-E sınıfı okunmaya başlamıştı. Benim de isim ve numaramı okundu.  1-E sınıfına düşmüştüm. Sınıfa girdiğimde baktım hiç kimseyi tanımıyorum. Kimsenin yanına oturmaya cesaret edemiyorum. Birbirlerini tanıyanlar beğendikleri yere ve sıraya doluşuyorlardı. Ben de gözüme kestirdiğim orta sıralardan birine oturdum. Elli kişilik sınıf tamamen dolmuştu. Koca sınıfta ne yakından ne de uzaktan tanıdığım bir kişi bile yoktu. Aman Allah’ım, ben şimdi ne yapacaktım. Başımı ellerimin arasına alıp kara kara düşünmeye başladım. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.