Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
"Bu dünyada en mutlu insan benim. Ne istedimse Allah verdi. Yani düşünüyorum da Allahtan isteyip de bana vermediği tek şey yok. Mesela ben diyordum ki "Üç tane oğlum olsa, isimleri Karakan, Korhan, Kösehan olsa..." Benim üç oğlum oldu. Üçünün de ismini öyle koydum. Kardeşlerimin içinde bir tek benim ismim Turan. Bir Türk ismi. Eğitimimi devlet baba yaptırdı. Bunlar hep önemli şeyler." Eğitim faaliyetlerimiz Bütün faaliyetlerimiz Türklere yönelik. Bu manada Türkiye''ye paralel ve Türkiye''den gönderdiğimiz öğretim üyeleriyle eğitim yapan iki tane işletme fakültemiz var. Bunlardan birisi Bakü''de bir diğeri de Kırgızistan''ın Celalabad şehrinde. Her iki fakülte de YÖK tarafından muadil olarak eğitim görmektedir. Öğrenciler ha Türkiye''de ha buralarda okumuş hiç fark etmiyor. Bu fakültelere Türkiye''den onbeş yirmi kadar çok az sayıda öğrenci gönderilir. Diğerleri oranın öğrencisidir. Çok faydalı bir eğitim verilmektedir. Bu iki fakültenin dışında 11 adet Türk Dili Bölümü var. Bizim gönderdiğimiz öğretim üyeleriyle eğitim yapmakta. Bunun yanında 11 yıllık liseler var. Türk''e özel politika Türk dünyası, yüzyıllarca Sovyet ittifakı içinde komünizmden, Çin''de komünizmden, Balkanlarda hıristiyan taassubundan çok çekmiş. Özel politikalara tabi tutulmuş. Mesela, Türkleri şehirlerde kültür ve sanat alanında yetişmeye sevk etmişler. Askeri idareden, siyasi idareden, iktisadi idareden uzak olmak için, hep kültür sanat alanında yetiştirmeye çalışmışlardır. Bu bir tek Türklere uygulanmıştır. Dolayısıyla dikkat ederseniz oradaki Türkler sanatkardır. Yani şarkıcıdır, dansözdür, şairdir, romancıdır, tiyatrocudur, ressamdır, heykeltıraştır. Ama bir komutan bulamazsanız. Bir siyasetçi bulamazsınız. Bir iktisatçı bulamazsınız. İstisnası çok azdır. Onların da etkisi yok denecek seviyededir. Ama bunun bir faydası olmuştur. Kültür ve sanat sayesinde farkında olmasalar da Türkler gelenek ve göreneklerini fazla unutmamışlardır. Doğu Türkistan''ın hali? Doğu Türkistan''da otuz milyon Türk vardır. Bunlar dünyanın en bahtsız en çileli insanlardır. Sözde muhtariyettir ama sürekli bir asimilasyona tabidirler. Önemli iktisadi kaynakların tamamı Çinlilere aittir. Kadınların doğumu değişik sınırlamalarla yasaklanmıştır. Kızlarımız kısırlaştırılmaktadır. Uyuşturucu yaygınlaştırılıyor. Atom denemeleri yapılmak suretiyle radyasyona tabi tutuluyorlar. En ufak bir baş kaldırmanın cezası idam. Ne yazık ki dünyaya seslerini duyurma imkanı yok. En fazla seslerini duyması gereken Türkiye''dir. Maalesef Türkiye de bu zulme kulaklarını tıkamış durumda. Biz tıkayınca acaba insalık havarisi seçilen Batılıların orayla ilgilenmesini nasıl beklersiniz. Yani oradaki Türklerin perişan halini bilip de yüreği kanamayan olamaz. Doğu Türkistan''ın hali yürekler acısıdır. Şimdiki aklım olsaydı Bu dünyada en mutlu insan benim. Ne istedimse Allah verdi. Yani düşünüyorum da Allahtan isteyip de bana vermediği tek şey yok. Mesela ben diyordum ki "Üç tane oğlum olsa, isimleri Karakan Korhan, Kösehan olsa..." Benim üç oğlum oldu. Üçünün de ismini öyle koydum. Kardeşlerimin içinde bir tek benim ismim Turan. Bir Türk ismi. Eğitimimi devlet baba yaptırdı. Bunlar hep önemli şeyler. Türk coğrafyasını hep hayal ederdim. Hem de 160 kişilik gruplarla, muhteşem çıkartmalar olarak hiçbir devlet adamına nasip olmayacak derecede ziyaretler nasip olmuştur. Ben Bakü''ye 1989''da 164 kişiyle gittiğimde, bizi 200 bin insan karşıladı. Devlet erkanını dahi beş bin kişi ancak karşılar. Uçağımızı geciktirmelerine rağmen gece beklemişler. Ve bütün yollar Moskova''dan geçiyordu. Burdan uçağı kaldırdım Bakü''ye gittim direkt olarak. Burdan uçağı kaldırdım Kazan''a gittim. Bunlar çok önemli şeyler. Yakutistan''da Saka Türkleriyle kucaklaşmamız ki tarif edilemez mutluluktu. Bunlar anlatılamaz. Dolayısıyla ben Allahın en mutlu kulu sayıyorum kendimi. Asla kabul etmem Benim kafamın yatmadığı gönlümün razı olmadığı bir şeyi kimse bana kabul ettiremez. Öyle bir ses gürler ki benden, bütün fakülteyi sarsar. Bütün fakülteyi sarstığı için de "Ya bağırırsa" diye söylerler. Çok şiddetli feveran ederim o zaman. Yazgan''dan bir hatıra "Liseli yılları hatırlar mısın?" Yaşlandıkça hatırlarla yaşarsınız. Çok hatıramız var elbet. Ama geçende çok duygulandığım bir olay yaşadım. Hatıraya konu olan arkadaşım geçenlerde vefat etti. Rahmetli bir ay kadar önce beni ziyarete geldiğinde baktım yanında bir fotoğraf getirmiş. Bu ne dedim. "Liseli yılları hatırlar mısın?" dedi. Baktım Kastamonu''da lisede iken çektirdiğimiz bir fotoğraf. İkimiz, duvarda asılı bulunan haritanın önüne geçmişiz. Parmağımızla Doğu Türkistan''ı işaret ediyoruz. Arkasında da benim yazdığım ve ikimizin imzası bulunan bir not var: "Buralara gideceğiz ve bu toprakları ayılardan kurtaracağız" Yıl 1951... Tam 48 sene önce söylenmiş bir söz... Aradan geçen yıllar içinde, oralara gitmek gerçekten bana nasip oldu ama o arkadaşım gidememişti. Yıllar sonra bana gösterilen o fotoğraf bir hayli duygulanmama sebep oldu. Hatta bu fotoğrafı, dün akşam da Kastamonu Lisesi''nden gelen diğer arkadaşlarıma göstererek o yıllarımızı anlattım. Hepimiz çok duygulandık.
ÖNE ÇIKANLAR