"Muhasebede on bin liranın üzerinde bir hesap çıkıyor... Hasta yakınları donup kalıyor."
Ben Dr. İrfan. Anlatacağım konu çok özel. Hastanemizi ve şehrimizi yazmayın. Yaşlı bir hastamızı gece yarısı Acil'e getirmişler. Acil'e gelenden ücret sorulmaz. Hasta solunum zorluğu ile gelmiş ama yapılan tetkikte akciğerde ödemi olduğu ortaya çıkmış. Çok tehlikeli bir durum. Yoğun bakıma alınan hasta birkaç gün sonra normal servise çıkartılmış ama normal solunum seviyesine gelene kadar bir hayli emek verilmiş.
Doktorlarımız normal kontrolleri yaparken hastanın nasıl geldiği, ekonomik durumu vb. hiç sorgulanmıyor... O muhasebenin işi... Ta ki hastamız iyileşip taburcu olacağı güne kadar... Hastane 117 yataklı özel hastane... Birkaç günü yoğun bakımda olmak üzere günlerce yatarak tedavi uygulanan bir hastadan söz ediyoruz... Acilden sonraki tedavi süreci hesap yapıldığında on bin liranın üzerinde bir hesap çıkıyor... Hastanın yakınları donup kalıyor... Acil olduğu için buraya getirmişler... Özel mi devlet düşünme lüksleri yok ki o an. Acil geldiği için de ücret sorulmayınca hasta haliyle hastanede kalmış...
Şimdi ne olacak? İlçenin bağlı köylerinden bir fakir aile... Parası yok pulu yok... Üstelik verecek bir taahhüdü de yok... Muhasebeye diyor ki hastanın genç oğlu:
-Bize birkaç gün müsaade edin, geçimimizi sağladığımız iki ineğimiz var. Onları satayım. Paranızı getireyim...
Bu şekilde bir ödeme söz konusu olmayacağı için arkadaşlar çözüm üretemiyor. Hastanın oğlu ise "sözüm söz" diye mertçe taahhütte bulunuyor.
İki ortak odamızda konuşuyorduk. Durumu gelip hastane sahibi olarak bize arz ettiklerinde haberimiz oldu.
-Nerede hasta sahibi?
-Dışarıda efendim
-Gelsin görüşelim.
İçeri gelen genç tıraşlı saçıyla karşımızda asker gibi duruyordu. Bize de aynını söylediğinde sordum:
-Ne iş yapıyorsun genç?
-Askerden yeni geldim Doktor Bey.
Ben ortağıma baktım, o bana baktı. İkimizin de kalbinden aynısı geçiyormuş. Dedik ki gence:
-Baban sağlığına kavuştu mu?
-Evet efendim?
-Haydi geçmiş olsun... Sizin bize borcunuz yok...
Çocuk duyduklarına inanamamış gibiydi... Saniyeler içinde şoku atlatıp elime geldi:
-Allah sizden razı olsun Hocam?
Elini tutup kaldırdım ve "siz bu vatan için canınızı ortaya koyuyorsunuz, biz size sağlık hizmeti vermişiz çok mu?" deyip o güneş yanığı alnından öptüm.
Sarılıp ağlaştık...
Allah'ım kahraman askerlerimizi ve yakınlarını kimseye muhtaç etmesin... Onlara yardım edenlerden de Allah razı olsun.