Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
Dünkü hatıraya kaldığımız yerden devam ediyoruz. Okuyucumuz, jandarma üsteğmeni olarak görev yaptığı 1970''li yıllarda, aldıkları bir ihbar üzerine, denize uçan otomobili ve içindekileri kurtarmak üzere bir müfreze ile hareket ederler. Olay yerine vardıklarında çok enteresan bir manzara ile karşılaşırlar. Otomobilin ön kısmı suya gömülü olduğu halde, araçtan denize o zamanın en büyük banknotu olan 500 liralıklar dağılmıştır. Bu sebeple, kaza yerine gelen köylüler, araçtaki babayla oğulu kurtaracakları halde, denize dağılan paraları toplamaya çalışmışlardır. Jandarma olay yerine gelene kadar da, otomobilin arka kısmında yolculuk eden anne ile on yaşındaki kızı kurtulurken, ön kısımdaki babayla oğul boğularak can vermişlerdir... "Savcılığın verdiği rapor sonucunda, babayla oğulun kazada değil, suda boğulma sebebiyle öldüğü anlaşılmıştı. Demek ki köylüler parayla değil de, babayla oğul ile uğraşsalardı belki de ikisini de kurtaracaklardı... İşte bu sebeple köylülere oldukça içerlemiştim. Ama artık olanla ölene çare bulunmuyordu. Biz yine, o an için acı içerisinde de olsa, annenin ifadesine başvuracaktık... Kadıncağız hem ağlıyor hem anlatıyordu: -Beyim Van''da doktorluk yapıyordu. Ben Fatsalıyım. Eşim de İstanbulluydu. İstanbul''dan önce Fatsa''ya uğrayacak öyle geçecektik İstanbul''a... Zigana''dan geçip sahil boyu gelecektik. -Peki kaza nasıl oldu? -Yolu tam bilemediğimiz için, denize uçtuk. -Köylüler ne zaman yetiştiler? -Olaydan birkaç dakika sonra geldiler. -Sizi köylüler mi çıkardı? -Hayır. Kapılar açıldığı için biz kızımla birlikte arka kapıdan çıktık. Ama o esnada etrafa yayılan paralar sebebiyle, köylüler bizimle uğraşmayı bırakıp paraya hücum ettiler. Bu kez kafam para konusuna takıldı. Onu da sormalıydım: -Peki bunca para neyin nesi hanımefendi? -Bu paralar eşimin doktorluktan kazandığı paralardı. -Ama bu para az buz değil ki? Toplam ne kadar paraydı? -Galiba bir buçuk milyon lira kadardı. 72 yılının 1.5 milyonu çok müthiş bir paraydı. Hatta çok insan için bir servetti. Meğer adam, servet sayılabilecek bunca parayı arabanın torpido gözüne, sağına soluna yerleştirmiş. Bunun da sebebini sordum: -İyi de niçin paranızı bankaya yatırmadınız da bizzat yanınızda taşımak istediniz? -Bankaya yatırırsak, bankada paramız olduğunu bilirler de bize düşman olurlar düşüncesiyle yatırmadık. Çok ilginç bir saklama şekliydi. Ve bir kaza sonrası onca para denizin sularında zayi olmuştu. Zayi olması bir yana, o para sebebiyle kendilerine yardıma gelenler, yardımı bırakıp paraya hücum etmişlerdi. Köylülerin topladığı ile bizim askerlerin toplayıp kadına teslim ettikleri para, olsun olsun da yüzbin ikiyüzbin lira olsundu. Geri kalanı denizin sularına gömülmüştü. Kadının ifadesini alıp gerekli raporu düzenledikten sonra, cenazeleri de yakınlarına teslim ettik. Olayın adli yönü tamamlanmıştı. Aradan ne kadar zaman geçti bilemiyorum. Birgün, uzun yıllar Van''da ikamet eden bir arkadaşımla karşılaştım. Laf lafı açtığında, hatırıma gelen bu kazayı naklettim. Doktorun ismi geçince arkadaşım ellerini dizine vurarak "Ciddi misin?" dedi ve anlatmaya başladı: -Samimiyetim yoktu ama doktor olarak ününü biliyorduk. Kaza yapıp öldüğünü duymuştuk ama böyle olduğunu bilmiyorduk. Hayret. Çok enteresan... -Enteresan olan ne ki? -Dediklerine göre o adam, hastalarına aşı yaparken, çok sefer ilaç yerine su doldururmuş... Sırf para kazanmak için, her önüne gelene de aşı yaparmış... -Yani? -Yani demek istiyorum ki, anlattığına göre, sudan gelen para yine suya gitmiş...
ÖNE ÇIKANLAR