Topraktan konuşmaya başlayınca insanlar “bu da nereden çıktı?” gibi garip bakıyorlar!
Hatırama bugün de devam ediyorum... Hemşehrim, Kalemdaşım Çoban Çeşmesi mahlası kullanan Kültür Bakanlığı Halk Şairi olan, çiftçi köylü olmakla gurur duyduğunu söyleyen Halil kardeşimi ağzım açık hayranlıkla dinliyordum.
-Bazı toplantı ve cemiyetlerde kendimi tanıtma imkânım oluyor. Ne desem nasıl anlatsam kendimi bocalıyorum... İşçiyim desem ya da çiftçi veya köylü... Iıh... Toplulukta bunların bir etkisinin olmayacağı kesin... Muhakkak.
İçinde bulunduğum mekânda çevremdekilerin içten içe rahatsızlık duyup ortamın kalitesizliğine varan vücut dili sergilemelerine bile sebep olabilirim. Olur mu olur insan... Sonra “bu da nereden çıktı böyle?” dercesine müstehzi bakışlar arasında ezilişimi tahayyül edin... Öyleyse ne diyeyim ne diyeyim "Toprağın Sarrafıyım" bir de kendimden emin söyledim mi of of, değme keyfime...
Hemen araya girip;
-Ne güzel ne güzel. Dâhice bir fikir bu. Ancak bir şair bu sıfatı bulabilir, kendine yakıştırabilirdi. Biliyor musun kıskanmaya başladım seni hemşehrim. "Toprağın Sarrafı" bence sana çok yakışmış. Bu sıfatın hakkını sen fazlası ile veriyorsun zaten...
-Bak senin bile dikkatini çekti. Sarraf lafı... Başlı başına etki oluşturmaya yönelik bir kelime... "Toprağın Sarrafı" deyimiyle toprak lafını düşük, sarraf kelimesinde tonlamayı yüksek tuttun mu ağızlar açılıp gözler fal taşı oluyor hemşehrim. Gözleri üstüne çevirip yanına doğru siftinmek isteyenler bile oluyor. Bu da benim tecrübeyle edindiğim bir taktik işte...
Hayaller ile yola çıksa da gerçekle arasına duvar da örmemeli insan. Bu duvarı örerse kendini aldatmaya başlar insan. Sonu hüsrandır.
Toprağın Sarrafı, kuyumcusu olmak bir birikimin adıdır. Toprakla kurulan bağ oranında edinilen bilgidir. Bizdeki bu birikim doğduğumuz gün başlamış kardeşim. Hatta tam tamına anne karnında. Bu kadar da atma diyenlerin alnını karışlarım. O kadar iddialı bir mesele yani.
"Toprağın Kuyumcusu", “Toprağın Sarrafı” olduğuna inanmayanlara ben de "Hodri meydan" diyorum...
Çoban Çeşmesi, Toprağın kuyumcusu, Toprak Sarrafı Halil kardeşim dâhice zekice, herkesi kıskandıracak özlü güzel sözler söylemeye devam ediyordu:
“Kuru fasulye pilav yanında cücem eriğinden mis gibi hoşaf. Kuru fasulyenin yanında bir kafa Kışlademirli soğanı. Of of... Lezzetini damağımda hissettim söylerken... DEVAMI YARIN

