Kaydet
a- | +A

“Tarladaki kılık kıyafetiyle görünüşü tipik bir Anadolu çiftçisine köylüsüne benziyordu...”

Eline aldığı bir avuç toprağı gösterip:

-İşte bu gördüğün toprağın kıymetini değerini bileceksin hemşerim. Topraktan geldik toprağa gideceğiz. Bu toprağı seveceksin hemşerim. Hatta toprağın kuyumcusu olacaksın. Bu toprağa bir verirsin yetmiş, yedi yüz hatta bin alırsın. Hangi yatırım aracı bunu sana verir, verebilir? Ama bileceksin hangi toprakta ne yetişir. Her toprakta her mahsul yetişmez, aynı verimi alamazsın. İşte bu yüzden toprağın kuyumcusu sarrafı olacaksın. Bu elimdeki toprakta kavun karpuz yetişir. Karşı dağdaki arazide çam ağacından başka bir şey olmaz. Şu karşı tarlada mükemmel arpa buğday olur. Mısır pancar nereye ekilir? Nerede hangi toprakta hangi ağaç verimli olur, bunları bileceksin...

Hemşehrim Halil'in donanımlı biri olduğunu biliyordum ama kendisinden bu kadarını beklemiyordum. Bir filozof gibi bir profesör gibi konuşuyor hatta onlardan daha büyük laflar ediyordu. Kendisi işçi emeklisi, muhtar, şair, siyasetçi çiftçiydi birçok ünvanı vardı ama bunlar yetmezmiş gibi şimdi bir de "toprağın sarrafı" ünvanına sahip olmuştu.

-Hemşehrim maşallah bir ilimde bir deryasın. Senin üniversitelerde ders vermen gerekli. Bunu sana bir iltifat olarak söylemiyorum doğru bir tespit yapıyorum. Belki sen üniversitelerde ders verirsen şehirden köye tersine göç bile başlar...

Gülümsedi. Güneşten yanmış siyah suratından dişleri bembeyaz parlıyordu. Tarladaki kılık kıyafetiyle görünüşü tipik bir Anadolu çiftçisine ya da köylüsüne benziyordu...

-Teşekkür ederim hemşehrim. Bunu bir iltifat olarak kabul ediyorum. Nerede köye tersine göç başlaması biz artık köydeki yaşlıları bile tutamıyoruz. Herkes şehir, rahat hayat arıyor. Benim kendi çocuklarım bile köye gelmiyor. Her geçen gün köylerin nüfusu hızla azalıyor. Bizler de gidince köylerde hayat tamamen bitecek. Zaten bir avuç yaşlı kaldık. Artık toprakla kimse uğraşmıyor. Bu gidiş hayra alamet değil. Yakında herkes plazaların apartmanların kafelerin yenilmediğini karın doyurmadığını anlayacak ama geri dönüş yapacakları toprak bulamayacaklar... Bulsalar da ekip biçme onlar için bir hayal olacak...

Sonra derin derin düşündü ve yine bir bilge gibi konuştu:

-İnsanlar artık türlü türlü güvenlik kameraları, alarm sistemleri olan modern hapishanelerde yaşıyorlar. Üstelik bunlar için bir de ücret bile ödüyorlar... DEVAMI YARIN

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR