Kaydet
a- | +A

“Biz evladımızdan ayrı kalmak istemedik ve onunla baba ocağında yaşamayı seçtik.”

Kızım ve damadım İç Anadolu’nun güzel bir şehrinde görev yapıyorlardı. Emekli olduğum için onları ziyaret ettiğimde beğendiğim bir çay ocağına on beş gün boyunca devam ettim... Çay ocağının karşısında bir de apart vardı. Devamlı şekilde girenin çıkanın bol olduğu bir yerdi. Almanya’dan izne gelmiş bir aile de oraya ziyarete gelmişlerdi. Ellili yaşlarda bir adam da apartın önünde sağa sola bakarken göz göze geldik. Ben "Buyurun çayımız var" dedim. Adam geldi benim masama oturdu. Tanışıp konuşmaya başladık. Almanya’ya otuz sene önce gitmiş oralarda çalışıp emekli olup memleketine dönmüş, baba ocağını canlandırmıştı. "Niçin orada kalmadın?" deyince anlatmaya başladı:

-Hocam! Eşimi ve kızlarımı gördün. Ama bir de zihinsel engelli bir oğlum var. Allah bize iki kız evladından nice zaman sonra bir erkek evlat nasip etti. Çocuk, doktor kontrolünde olmasına rağmen Allah’ın takdiri zihinsel engelli doğdu. Kendini ifade etmekte zorlandı. Konuşamadı, eğitim alamadı. Tabii ki oranın yasalarına göre onun bir rehabilitasyon merkezine yatırılması gerekiyor. Ben de emekliliğimi isteyip bu sene memlekete geldim. Baba ocağındaki evi tamir ettim. Etrafına da 2 metre yüksekliğinde duvar çevirdim. Kapılarını çocuğumun açamayacağı şekilde yaptırdım. Kendimize üç kişilik yeni bir dünya kurdum. Biz evladımızdan ayrı kalmak istemedik ve onunla baba ocağında yaşamayı seçtik... Kızlarım ikisi de üniversiteyi bitirdi, onlara devlet iş gösterdi ve başladılar. Onlar on gün sonra dönecek. Belki de hayatlarını orada kuracaklar. Allah’a şükür kızlarım iyi yetişti. İki dünyaları için de eğitim aldılar. Bu apartta benim amca oğlu var. O da izne geldi ama onlar baba evini sattılar. Yeniden alacak imkânları da olmadı. Amcaoğlunun hanımı hasta, Türkiye’de kaplıcalara götürmek için buraya geldiler. Bu apartta kalıyorlar. O da biraz sonra gelecek, tanıştırırım sizi. Derken amcaoğlu da geldi. Sarıldılar, tanıştık. Adam mahcup bir şekilde:

-Ağabey biz Avrupalı bir hayat yaşayacağız derken ipin ucunu kaçırdık. Çocuklara sözümüz geçmez oldu. Baba ocağını da sattık. Şimdi izne geldiğimizde böyle apartta kalıyoruz, dedi.

-Kardeşim, hepimiz misafiriz. Mülk Allah’ındır. Sağlık olsun önemli olan ahiret yurduna yatırım yapmak.

-Amcaoğlum her iki yatırımı da yaptı ama ben başarısız oldum.

-Zararın neresinden dönersen kârdır kardeşim, başlamak senin elinde...

Çay paralarını müsaade isteyip ödedim ve vedalaştım, kızımın ve damadımın evinin yolunu tuttum...

Ramazan Günhan-Bursa

Ünal Bolat'ın önceki yazıları...

ÖNE ÇIKANLAR