“Kim olabilir, nasıl olabilir derken baktım bir genç kız telaşla sağa sola koşuşturuyor...”
Metronun Ataköy istasyonundan çıktım, Marmaray’a geçecektim. Ama kartımda bakiye var mı diye kontrol etmek için dolum makinelerinden birine yaklaştım. Önümde bir kişi vardı. Onu beklerken bir vatandaş yaklaştı yanıma.
-Buradan Yenikapı’ya nasıl gideceğim?
İnsan insana yardım etmeli. Sırayı düşünmekten vazgeçip anlattım. Şimdi buradan Marmaray’a çıkacaksın, yukarıya... Oradan Pendik veya Gebze yazan trenlere bineceksin.
-Sağ ol, teşekkür ederim.
Adam gitti. Ben de kontörümü kontrol ettim. Marmaray’a yürüdüm. Ben de Üsküdar’a gidecektim. Marmaray’a çıktığımda henüz tren gelmemişti. Baktım o kimse istasyona çıkmış, bekliyor... Göz göze geldik. Selamlaştık. “Ben de Üsküdar’a gideceğim” dedim.
-Aslında Bayrampaşa’ya gidecektim de yanlış inmişim, dedi.
-Ha, siz metroda Yenibosna’da inecek oradan Yenikapı metrosuna binecektiniz. Oradan otogarı geçerek Bayrampaşa’da inecektiniz...
-Evet ama bir istasyon sonra inince işler karıştı. Neyse buradan Yenikapı’ya kadar giderim oradan geri Bayrampaşa’ya dönerim.
Dedim ki: “Aslında yanlışlıkla doğru olanı yapmışsınız. Buradan Yenikapı’ya daha yakın. Oradan giderseniz istasyon sayısı daha fazla olacaktı.”
Derken aramızda muhabbet başladı...
-Aslında kayınvalideye ziyarete gelmiştik. Ben arabayı evlerinin önüne kenara park etmiştim. Bir yere işim çıktı, arabayla gitmeyeyim dedim. Döndüm baktım ki arabamın kenarına çarpmışlar.
İnsan ister istemez şaşkınlık yaşıyor. Sağa baktım sola baktım. Kim olabilir, nasıl olabilir derken baktım bir genç kız telaşlı bir şekilde sağa sola koşuşturuyor. Sağına soluna bakınıyor...
Derken bu arada Marmaray da gelmişti. Bindik Marmaray’a... Şimdi adres soran vatandaşla iki arkadaş olarak bindik tramvaya... O Yenikapı’ya ben Üsküdar’a gidene kadar Marmaray’da konuşmaya devam ediyoruz. Ama ne muhabbet. Kırk yıllık arkadaş gibiyiz...
Dedi ki:
-Beni arabamın başında şaşkın görünce hemen yanıma geldi. “Amca araba senin mi?” dedi. Ama nasıl tedirgin, nasıl telaşlı ve panik içinde...
-Evet benim.
-Amca sizin arabaya aracımla ben çarptım.
Ben de araya girdim. “Ne kadar iyi, başkası olsa çarpıp kaçar!”
-Yok öyle değil. Araç şirket aracıymış. DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...