Annem “oğlum dünkü pantolonunu ver de yıkayalım kanı temizlensin, hem deliklerini dikelim” dedi...
Pazarda üzüm satmak için, sabah erken vakitte bağa gidip üzüm toplayacaktık. Araçtan iner inmez bir köpek baldırımı ısırınca üzüm toplamaktan vazgeçip hastaneye gitmiştik. O gün üzüm satmamıştık. Allahü teâlâya hamdolsun, iyi ki o ısırma vesilesiyle üzüm toplayamamış ve pazara üzüm götürememiştik. Neden mi? Çünkü o gün üzüm satanların hepsi zarar etmişti. Üzüm bolluğundan mıdır nedir hiçbiri para etmemişti. Biz üzüm kesseydik sermayemiz bağ sahibine gidecek biz zarar edecektik, işe bakın nereden nereye...
O gün pazarda bu olaylar olurken ben evde abdest almıştım. Daha o zamanlar beş vakit namaza başlamamıştım.
Kalktım önce bir duş aldım. Ardından abdest aldım. Temiz elbiseler giyindim. Borcum olanların listesini çıkardım. Bir vasiyet yazar gibi hepsini sıraladım. Sonra oturup tövbe istiğfar ettim.
Bunları neden mi yapıyordum?
“Kuduzdan ölürsem” diye hazırlık yapıyordum.
Dünyayla ilgim hiç kalmadığı için kalbim şimdi daha huzurluydu. Çünkü dünyada her şey artık anlamsızlaşmıştı. O birbirine bağıranlar, çağıranlar; trafikte kavga edenler, kahkahalarla gülenler, heyecandan heyecana sürüklenenler, haberler programlar vb. hiçbiri bana anlam ifade etmiyordu… Ben kuduzdan öleceğim güne hazırlık içindeydim…
Sanki seyahate çıkacakmış gibi hazırlık yapıyordum.
Hayret ettiğim bir şey daha vardı. Kabulleniş miydim neydi hiç korkmuyordum ve hiç endişem yoktu. Ölümü kendime öyle yakın hissediyordum ki imanlı ölmek için abdestsiz durmuyor Allahü teâlâyı aklımdan hiç çıkarmıyordum. Böyle bir hazırlığı askerden tezkereye giderken bile yapmamış bu kadar mutlu olmamıştım.
Ertesi sabah uyandığımda annem “oğlum dünkü pantolonunu ver de yıkayalım kanı temizlensin, hem deliklerini dikelim” dedi.
Pantolona baktığımda şaşırdım. Deliklerin kaybolduğunu gördüm. Allah Allah… Arıyorum her iki paçasını da ama bulamıyorum… Hâlbuki ben de babam da tarla sahibi de pantolonun delindiğini görmüştük. Hatta parmağımı delik içinden geçirmiştim.
O an anladım ki her şey hikmet her şey bir imtihandı. Köpek ısırdı, pantolon delindi, kuduz olma endişesi oldu; üzüm almaktan vazgeçtik, üzüm sarmaşık satanlar zarar etti; ben ölümle imtihan oldum, korkmak yerine Allah’a tevekkül ederek ecele hazırlık yaptım. Yani imtihan içinde imtihanlar oldu… Rabbim imtihanları kazananlardan eylesin…
Ali Çelebi-Kuşadası/Aydın