Türkiye Gazetesi E-Gazete
Arama
Kaydet
a- | +A
''Ben generali görünce, attım kendimi önüne... Dedim ki: Komutanım, önce Allaha sonra size yalvarıyorum. Yardım et bana ne olur... Kolumdan tutup ayağa kaldıran tümgeneral beni sakinleştirmeye çalıştı: Dur bakalım oğlum nedir bu halin? Efendim herkes tek canlı. Bizimki çift canlı. Depremden de kurtulmuş. Ne olur şimdi şu halinden kurtarın onu..." Adapazarı''nda depremi yaşayan okuyucumuz, Ahmet Topluoğlu''nun anlattıklarını yazmaya devam ediyoruz. Beş katlı evin ikinci katında iken, bir "güüüm" sesiyle birlikte gardırobun altında kalan, sonra da binanın yarısı göçüp hamile eşiyle yatak odasında mahsur kalan okuyucumuz, depremden kurtuluyor ama eşinin doğum sancısı sebebiyle çaresizlik içinde ne yapacağını bilemiyor... "Hastanelerden bir sonuç alamayıp da çaresiz halde iken, karşıma çıkan tümgenerali görünce, yüreğimde bir ümit ışığı yandı... Eniştem de ablam da yanımızda... Ben tümgenerali görünce attım kendimi önüne... Dedim ki: -Komutanım, önce Allaha sonra size yalvarıyorum. Yardım et bana ne olur... Kolumdan tutup ayağa kaldıran tümgeneral beni sakinleştirmeye çalıştı: -Dur bakalım oğlum nedir bu halin? -Efendim herkes tek canlı. Bizimki çift canlı. Depremden de kurtulmuş. Ne olur şimdi şu halinden kurtarın onu... Paşa, hiç düşünmeden sordu: -İsmin ne senin? -Ahmet Topluoğlu... -Tamam evladım. Şimdi siz stada gidin, ben talimat vereceğim, sizi helikopterle İstanbul''a göndereceğim. Allahım dünyalar benim oldu. Paşama nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Kendisi telsizle emir verdi oraya... Biz de hemen stada gittik. Fakat orada, hastanın helikopterle gitmesine izin vermedi doktorlar. Dediler ki: "-Ambulansla giderse, herhangi bir durumda tıbbi müdahale yapma imkanı olur." Tamam dedik. Ambulansa bindik, İstanbul''a harekete geçtik. Deprem öncesinde, Adapazarı gibi bir yerde, istediğin yerden istediğin yere on dakika gibi bir zamanda yürüyerek gidebilirken, o gün ambulansla bir saat 45 dakikada Adapazarı''ndan çıkamadık. Her taraf enkaz idi. E-5''e çıktığımızda yollar açıktı. Bir saat sonra da İstanbul Kartal Devlet Hastanesi''ne geldik. Eşimi muayene ettiler ve dediler ki: -Daha bunun doğumuna vakit var. -Doğumuna var ama görüyorsunuz halimizi, birşey yapın. -Birşey yapamayız. Daha önemli hastalar var. -Ama efendim, gelen hastaları görüyorum. Kesik, kırık falan. Bunu zaten yaparsınız. Bu ise doğum... -Yok, siz Zeynep Kamil''e gidin. Çaresiz Zeynep Kamil''e gittik. O sırada ben dayımları aradım. Eniştemler de bizimle beraber. Bu arada bizi hastaneye kabul etmeden önce ne deseler beğenirsiniz? -Doğum ücreti elli milyon. Sezaryenle olursa ikiyüz milyon. Dondum kaldım. Eniştem de o an için dışarıda. Ben ise depremden canımı zor kurtarmışım. Üzerimde şortlayım. Bir kimliğim var cebimde o kadar. Dedim ki: -Bakın, göçük altından geldim. Bu halde bu parayı nasıl bulurum ben? -Bilemeyiz beyefendi. Bunu ödemeniz gerekiyor. Henüz Bakanlığın talimatı ulaşmamış, ne bileyim... Biz bu tartışmayı yaparken, orada hiç tanımadığım biri bana seslendi: -Oğlum, gel buraya. Al şu çeki ver. Bekletmeyin hastayı haydi... Bir mobilya mağazası sahibiymiş. Adam bizim o halimizi görünce, hemen çıkarmış çek defterini yazıvermiş ikiyüz milyon. Allah bu milletteki yardımseverliği yok etmesin... Teşekkürler ederek çeki aldım. Hastamızı içeri kabul ettiler. O esnada da eniştem Ahmet Pekşen geldi. Kendsine nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Allah ondan razı olsun, durumu öğrenince, hemen parayı yatırıp, çeki geri aldı. O mobilyacıya da çok teşekkür ederek çekini geri verdik. Adamcağız, "Hayır ben onu içimden geldi verdim. Başka ihtiyacınıza kullanabilirsiniz" dediyse de, teşekkürler ederek kendisine zorla verdik. Allah kendisinden razı olsun. Yaptığı iyilik çoktan yerine ulaşmıştı çünkü... Eşimi içeri aldılar. Biz dışarıda bekliyoruz... Geçmek bilmeyen bir saat dolduğunda, başhemşire çıktı. Ağzından çıkan cümlelerle benim için herşey bitecekti: -Adapazarı''ndan gelen doğum hastasının babası veya eşi kim? Hemen fırladım öne: -Eşi benim efendim. Bana "Metin olun" beyefendi dedi. O anda bütün dünyam karardı... Kendimi yerden yere attığımı hatırlıyorum... Devamı yarın
ÖNE ÇIKANLAR