“Bu yıl kuraklıktan göle de su ilave edilmediğinden o arazide de meyveler zordaydı...”
Köyüm İznik’e 17 kilometre Gölcük’e 36 kilometre Tacir köyü. Biliyorsunuz her sene bir önceki seneyi aratır gibi susuzluk had safhada... Hemen her taraf gibi bizim köyümüzde de de içme suyu sıkıntısı vardı. İnsanlar bir arayış içinde. Sağ olsun köylünün gayretiyle yine köyümüzün misafir yeri olarak bilinen ana bacı altından bir sondaj vuruldu.
Muhtarımız Sait Bey sağ olsun köylüye önayak oldu. Bu güzel gayretin sonunda emeklerimiz heba olmadı köyümüz temiz suya kavuştu. Emeği geçenlerden Allah razı olsun...
Nenemden kalma kerpiç bir evimiz var. Evin önünde de iki incir ağacı var. Çok sevdiğim, beni en iyi anlayan yeğenim İbrahim, kendi ürettiği meyve ve sebzelerini Gölcük kasabasına götürüyordu. 15-20 kasa kadar vardı. Bana da;
-Dayı “attım at gözlüklerini” diyorsun. Gel seninle beraber gidelim, hem bana arkadaş olursun. Haydi incirleri bekletmeden ziyan etmeden yola çıkalım, dedi.
Onu mu kıracağım. 22 Ağustos Cuma sabahı çıktık yola. İyi ki de çıkmışız. Bu yolculukta neler gördüm kimlerle konuştum sizlere anlatacağım...
Sakar Deresi vardı. Oraya bir gölet yapılmış ama bu yıl kuraklıktan bu gölete de yeteri miktarda su gelmemiş. Bir şekilde gölete su ilave edilmediğinden o arazide meyveler zorda Allah üreticinin yardımcısı olsun. İnşallah içme suyuna çare bulunduğu gibi buna da bir çare bulurlar. Göletten kıra doğru kıyıdaki çok kişinin gezmeye geldiği kalyona geldik. Buralar da bambaşka... Bir çeşme yapılmış, tertemiz müştemilata sahip küçük de bir mescit yapılmış. Ben görmeyeli neler olmuş. Kırk Harman köyünü geçtikten sonra Hamidiye köyünde durduk. Camisi ve caminin çevresi burada da tertemiz. Köy camisi demezsin.
Orada birine sordum:
-Bizim köyümüzün bir eniştesi vardı, "Demokrat Kâmil" derlerdi.
Öğrendim hanımı ölmüş. Ah nasıl üzüldüm. Orada kendisiyle karşılaştık. Nur yüzlü bir ihtiyar olmuş. Diyor ki:
“O beni yalnız bıraktı. Allahü teâlâ sizleri, kimseyi yalnız bırakmasın...”
Gel de duygulanma... Ah memleketimin insanları... Gölcük’te 1992 yılında yapılan Bağdat Camii'ne vardık. Oranın halkı, cami cemaati, kahvecisi, esnafı hepsi bir başka güzel... Pırıl pırıl insanlar... DEVAMI YARIN
Ünal Bolat'ın önceki yazıları...