Yeniden yaşama sevincine kavuştum

A -
A +
“Rabbim bu hayatı da bizler için yaratmamış mı? Niçin kendi kendimize bu dünyayı zehir edelim ki?..”
 
 
Kaptırmışım kendimi dünya telaşına, öyle bir gençlik yaşamışım ki, maazallah ömrüm tövbe etmeye yetecek kadar olmasaydı benim hâlim nice olurdu?
Bütün bunları kendi kendime düşünmeye başladım. Ama bu düşünce sağlığını veren Rabbime niye şükretmiyorum ki?
Gençliğimde, nefsime ağır gelen durumlarda sabretmek yerine sabırsız davrandıklarım da oldu. Ama ona da zaten adı üstünde gençlik demiyorlar mıydı? Hem tövbe kapısını yaratan da o yüceler yücesi değil miydi?
Bu yüzden artık “gençliğim dünya sıkıntıları içinde rüzgârın önündeki yaprak misali savrulup gitti” demeyeceğim. Çünkü çok şükür helalinden kazanıp helalinden çoluk çocuğuna yedirip içirip, sonra da onların helal dairesinde mürüvvetlerini görmek de ibadettir.
Allah’ım o zaman ben niye üzülüp kahroluyorum ki!..
Lakin bu ramazan tek başına kalmak beni biraz hüzünlendirdi… Ben alışmışım çoluk çocuk sesine… Ben alışmışım şenlikli sofralara… Bu sessizlik pek tuhaf geldi bana… Bu seneki kadar hiç onunla baş başa olamadım...
Galiba insan olarak acizliğin verdiği yalnızlıktan üzgünüm. Ama bir o kadar da huzurluyum…
Çünkü Rabbim merhamet etti, sağlık ihsan etti. Ve ben yaşlılığımda da huzur içinde ona ibadet edecek güç ve takatteyim.
Şimdiki aklım olsaydı ne mi yapardım?  Geçmişi düşünüp kendi kendimi yiyip bitireceğime, Rabbimin bana sağlıklı ömür ve hayat vermesi için dua ederdim.
Şimdi bazı gençler görüyorum da onlara gıpta ile bakıyorum. Çünkü öğrendim ki rızkını kazanmak için sabahın erken saatinde işine giden ve akşam evine çoluk çocuğuna nafaka getirmek için çalışan o gençlerin çalışması da ibadet imiş. Ve o çalışma da dünyadan sayılmıyormuş.
Ve bir şey daha öğrendim… Rabbimin merhameti bütün dünyayı kuşatmıştır. Biz de inşallah onun merhametine sığınıyoruz.
Bu duyguyla dedim ki: “İçime kapanıp, kendimi bir ihtiyar gibi hissetmek yerine yeniden yaşama sevincini yakalamalıyım. Sağlıklı bir ömür veren Rabbime şükretmeliyim. Çocuklarım torunlarım geldiğinde beni yine şen şakrak görmeliler… Onlar gelemezse bile ben onlara niçin gitmeyeyim? Telefon var, arayan olmazsa ben niye aramayayım?"
Rabbim her yaşın ayrı bir güzelliğini, ayrı bir nimetini vermemiş mi? Niçin yaşamayayım? Rabbim sizlerden iki cihanda da razı olsun. Sizlerden çok şey öğrendim. Dualarım her daim sizlerle.
            Necla (Atilla) Koç-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.