“Kız kardeşime kızacaktım kızmasına ama vicdanım el vermiyordu. Çünkü doğruyu söylüyordu...”
Annem ne kadar bağırıp çağırsa da kız kardeşim doğru bildiğini söylemekten çekinmiyordu:
“Hiç kusura bakma anne… Ağabeyim diye ben kimsenin çocuğunun böyle bir adamla evlenip de hayatının kararmasına razı olamam. Vicdanım buna el vermez.”
Kız kardeşime kızacaktım kızmasına ama esasında haklı değil miydi? Kız kardeşim yerden göğe kadar haklıydı…
Artık her şeyden ümidimi kesmiştim. Kız kardeşim doğruyu söyleyince kimse bana kız vermezdi. Hoş zaten bende ev geçindirecek bir meslek yoktu. Sağlık durumum da iyi değildi. KOAH denilen hastalığın adayı durumundaydım. Bu durum bende hırçınlık oluşturdu...
Birkaç sene böyle devam etti. Küçük kardeşimin kısmeti varmış. Aslında çevremizde bizi yakından takip edenler ondaki dürüstlüğü ve çalışkanlığı görmüşler ve bu kız gelin olur demişler. Onu bir gelin değil bir evlat gibi sahiplendiler. O gelin olup giderken bir kere daha yıkıldım… Hayatı nasıl ıskaladığımı asıl o zaman anladım.
Kız kardeşim gidince evin ruhu da gitmişti sanki… Geriye annemle babamın “Metin” kavgaları kaldı.
Babam benim yüzümden annemi suçluyor, annem benim yüzümden babamı suçluyordu. Ben ise babamın ilgisizliğini, annemin saçma ilgisini suçluyordum. Çünkü evde bir emekli adam, bir ihtiyar kadın ve bir de işe yaramaz koskoca bir adam vardı.
Bu huzursuz evde hayat mı çekilirdi? Kimse kimsenin yüzünü görmek istemiyordu.
Babam rahmetli olduktan sonra evde hayat kalmadı. Annemin yüzünü bile görmüyordum. Sabah çıkıp gece yarısı gelen bir serseriydim. O bana “senin bir dediğini iki etmedim ne yaptım sana” diyordu, ben “her şey senin yüzünden oldu. Zamanında ne yaptınız bana?” diye cevap veriyordum…
Çok sürmedi bir sene sonra da annem hayata gözlerini yumdu. Ve ben tek başıma kalakaldım bu yalan dünyada… Eh bir babadan kalma izbe evde iki gün ayakta isem üç gün yatakta misali kalan ömrümü tek başıma ve sefalet içinde geçirmeye çalışıyorum...
Geçenlerde bu köşede bir hatıra okudum. Çocuk kendini el bebek gül bebek yetiştiren annesi sayesinde okumamış rastgele bir hayat yaşamış sonra da sefahat ortamına para istediği annesi yeteri miktarda para veremeyince annesini dövmüş hastanelik etmişti. Evet ben annemi dövmedim ama ben de o genç gibi zayi oldum bunun farkındayım… Çocuk yetiştirmek her dediğini yapmak değil ona nasıl olması gerektiğini öğretebilmekmiş...
Metin S.-Ankara